Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/10174 E. 2014/12710 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10174
KARAR NO : 2014/12710
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : AYVACIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/01/2014
NUMARASI : 2012/24-2014/23

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, .. Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında adına tespit gören 663 ada 4 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün yol niteliği ile tescil harici bırakıldığını öne sürerek, söz konusu bölümün adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı F.. Ç.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, tescil harici bırakılan taşınmazın bulunduğu bölgede kadastro çalışmalarının kesinleşmesinden itibaren 8 yıldan fazla zaman geçtiği bu sürenin kadastrodan önceki nedene dayanarak dava açmak için makul süreyi aştığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına ve davanın niteliğine uygun düşmemektedir. Davacı, adına tescil edilen taşınmazın bir bölümünün tescil harici yol olarak haritasında gösterildiği iddiasıyla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak dava açmıştır. Kadastro tutanağı düzenlenip kesinleşen yerlerde dahi 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen on yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılabildiğine ve kanunda tescil harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi sebeplere dayanarak dava açma hakkını sınırlayan bir süre de öngörülmediğine göre; mahkemece tarafların bildirdikleri delillerin toplanarak çekişmeli taşınmazın başında yöntemince keşif yapılmak suretiyle işin esası hakkında bir karar verilmelidir. Diğer taraftan kadastro sırasında tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/3. maddesi uyarınca Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri yasal hasımdır. Somut olayda; dava konusu yerin .. Köyü sınırlarında bulunması nedeniyle Hazine ile birlikte … Köyü Tüzel Kişiliğine de husumet yöneltilmesi gerekir. Zorunlu hasım olan Köy Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilmeden, bir başka ifade ile davada taraf teşkili sağlanmadan davaya devam edilip yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.