YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10157
KARAR NO : 2014/15860
KARAR TARİHİ : 23.12.2014
MAHKEMESİ : KONYA KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2014
NUMARASI : 2013/144-2014/2
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “davacılar İsmihan ve Mustafa’nın kendi adlarına tespit edilen taşınmazların yüzölçümlerinin eksik olduğunu öne sürerek 4 parsel sayılı taşınmazın maliklerini hasım göstererek dava açtıklarını, hakimin önüne gelen uyuşmazlıkta taleple bağlı olarak, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerini değerlendirip uyuşmazlığı çözmesi gerektiği, davacılar sadece 4 parsel sayılı taşınmazın tespit maliklerini hasım göstererek dava açtıklarına göre davacıların talepleri çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılarak, davacıların 4 parsel kapsamında hakları bulunup bulunmadığının belirlenip sonuca göre hüküm kurulması gerektiği, talep aşılarak tespit maliklerinin taraf olmadığı dava dışı 31 ve 6 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili hüküm oluşturulmasının isabetsiz olduğu açıklanarak, tutanak içeriğinde gösterilen pay tapu kayıtları ile taksim olgularının araştırılıp taraflar arasındaki taşınmaz sınırlarının yöntemince belirlenmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı İ. C. davasının reddine, davacı M.. P..’ın davasının kabulüne, çekişmeli 130 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 07.03.2013 tarihli fen bilirkişi ek raporu ve eki haritasında 130/4-K işaretiyle gösterilen 9.040,82 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı M.. P.. adına, geriye kalan 106.709,74 metrekare yüzölçümündeki bölümün tespit gibi tapuya tesciline, dava konusu olmayan 130 ada 3, 5, 6 ve 31 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanak asılları ve dayanağı belgelerin tespit gibi tescil işlemi yapılmak üzere Tapu Sicil Müdürlüğüne iadesine karar verilmiş; hüküm, davacı İ. C. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı İ. C. maliki olduğu 130 ada 3 parsel sayılı taşınmazın çekişmeli 130 ada 4 parsel sayılı taşınmaza komşu olmadığı ve davacının yanlış parsele dava açtığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun olmadığı gibi, bozma ilamı üzerine yapılan inceleme ve araştırma da bozma gereklerine uygun değildir. Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre, bozma ilamıyla işaret edilen hususlarda taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur ve bu hakkın zedelenmemesi için hükmüne uyulan bozma ilamında belirtilen araştırmanın eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında “çekişmeli 130 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı 130 ada 2, 3, 5 ve 31 parsel sayılı taşınmazlara
ait tutanak içeriğinde gösterilen pay tapu kayıtları ve tutanak içeriğinde sözü edilen taksim olgularının araştırılıp taraflar arasındaki sınırın yöntemince belirlenmesi” gerektiğine işaret edilmiştir. Mahkemenin kabulünün aksine, davacıya ait 130 ada 3 parsel sayılı taşınmazın sınır komşusu olan dava dışı 130 ada 31 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında dava dışı C.. P.. adına tespit edilmiş olması, taksimen bu taşınmazın davacı İsmihan payına düşmediği sonucunu doğurmaz. Davacının, hak düşürücü süre içinde bu parsel yönünden de dava açma hakkı mevcuttur. Mahkemece değerlendirmede yanılgıya düşülerek, bozma ilamında işaret edildiği üzere taksim olgusunun araştırılmaması ve taksim sınırlarının belirlenmeye çalışılmaması isabetsiz olmuştur. Hal böyle olunca mahkemece sağlıklı sonuca varılabilmesi için, taşınmazın başında yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taksim olgusu hakkında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınarak taksim sınırları belirlenmeye çalışılmalı; çekişmeli 130 ada 4 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda “130/4-L” olarak gösterilen 6.331,22 metrekare yüzölçümündeki bölümünün taksimen davacı İ. C. payına isabet edip etmediği araştırılmalı; beyanlar arasında çelişki bulunması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye imkan verir ayrıntılı rapor ve harita düzenlemesi istenmeli; bundan sonra, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, hatalı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı İsmihan vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 23.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.