YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1013
KARAR NO : 2014/3991
KARAR TARİHİ : 07.04.2014
MAHKEMESİ : ŞİLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2013
NUMARASI : 2013/82-2013/375
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında K. çalışma alanında bulunan .ada 1 ve . ada 1 parsel sayılı 9.000 ve 16,400 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve C.. İ.., C.. İ.. ve S.. İ..’nin kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar M.. A.., A. K. ve S. K. dava konusu taşınmazların babaları C. İ.’den intikal ettiği ve kardeşleri Cevat ile birlikte kendilerinin de zilyetliklerinin bulunduğu iddiasıyla taşınmazların C. İ. mirasçılarının kullanımında olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesi talebi ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların beyanlar hanesindeki şerhin iptali ile taşınmazların Hüseyin oğlu C.. İ.., Celal oğlu C.. İ.., Şakir oğlu S.. İ.., Celal kızı S. K., Celal kızı A. K. ve Celal kızı M.. A..’nın kullanımında olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, Hazine ile davalılar S.. İ.. ve C.. İ.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalıların davayı kabul ettikleri gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava, kullanım kadastrosundan kaynaklanmaktadır. Davacılar, dava konusu taşınmazın tapu kaydında kardeşleri C.. İ.. lehine verilen zilyetlik şerhinin iptali ile yerine tüm C. İ. mirasçıları lehine zilyetlik şerhi verilmesi talebi ile dava açmışlardır. Davalılar Cevahir ve C.. İ.. ise ön inceleme tutanağına geçen imzalı beyanları ile davayı kabul etmişlerdir. Davayı kabul etmenin davanın kapsamıyla sınırlı olacağı kuşkusuzdur. Davacıların yalnızca Cevat payına dava açmış olmaları nedeniyle davanın ve kabul beyanının yalnızca taşınmazda 1/3 zilyet olan C.. İ.. payıyla sınırlı olarak görülmesi gerekir. Bundan ayrı olarak davacılar Melek Ayancı, S. K. ve A. K. ile davalılar C.. İ.. ve S.. İ.. arasında sulh sözleşmesi yapılmıştır. Bu sulh sözleşmesinde de davalı C.. İ.. hissesinin iptali ile bu hissenin tüm C.İ. mirasçılarının kullanımında olduğu belirtilmiştir. Bir an için mahkemenin tarihsiz olan bu sulh sözleşmesini esas alarak hüküm
kurduğu kabul edilse bile bu sulh sözleşmesinde davalı C.. İ.. taraf olmadığından bu sözleşmenin tarafları bağlayıcı olduğundan söz edilemez. Hal böyle olunca davanın yalnızca davalı C.. İ.. hissesi ile sınırlı olarak görülmesi gerekirken, diğer davalılar Sabri ve C.. İ.. lehine olan kullanıcı şerhlerinin iptaline karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlerden ayrı ayrı iadesine, 07.04.2014 gününde oybirilğiyle karar verildi.