Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/10123 E. 2014/15856 K. 23.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10123
KARAR NO : 2014/15856
KARAR TARİHİ : 23.12.2014

MAHKEMESİ : AĞRI KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/04/2014
NUMARASI : 2008/168-2014/66

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında …. Köyü çalışma alanında bulunan 105 ada 18 ve 115 ada 45 parsel sayılı sırasıyla 39.861,99 ve 113.727,24 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Toprak Tevzi Komisyonunca oluşturulan tapu kaydı nedeniyle çayır vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar A.. A.. ve K.. A.. irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişinin 05.03.2014 tarihli rapor ve eki haritasında çekişmeli 105 ada 18 parsel sayılı taşınmazın (A) harfiyle işaretli 22999 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı K.. A.. adına, 115 ada 45 parsel sayılı taşınmazın (A) harfiyle gösterilen 92218 metrekare yüzölçümündeki bölümün ise davacı A.. A.. adına, taşınmazların geriye kalan bölümlerinin tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli 105 ada 18 parsel sayılı taşınmazın (A) harfiyle işaretli bölümü üzerinde davacı K.. A.. yararına, 115 ada 45 parsel sayılı taşınmazın (A) harfiyle işaretli bölümü üzerinde ise davacı A.. A.. yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazların tespitlerine esas ve davalı Hazinenin tutunduğu tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı ihtilaf konusu değildir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesi, “4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.” hükmünü içermektedir. Buna göre, 4753 sayılı Yasa uyarınca Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların, öncesi itibariyle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunması ve tescil tarihi itibariyle zilyetleri yararına bu Yasa uyarınca (3402 sayılı Yasa 14 vd. maddeleri) kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinin anlaşılması halinde zilyetleri adına tescil edilmeleri gerekmektedir. Ne var ki, mahkemece 3402 sayılı Yasa’nın 46/1. maddesi koşulları yönünden inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmamış, belirtme tutanaklarında belirtilen vergi kaydı ile varsa komşu parsellere ait dayanak kayıt ve belgeler getirtilip yerine uygulanmamış, çekişmeli 115 ada 45 parsel sayılı taşınmaz sınırında mera parseli olmasına rağmen yöntemine uygun mera araştırması yapılmamıştır. Eksik inceleme ve araştırma ile karar verilemez. O halde, doğru sonuca varabilmek için öncelikle, 66 nolu toprak tevzi çalışmaları sırasında belirtmesi yapılan 49 ve 51 parsellere uygulanan 1936 tarih ve 21 tahrir numaralı vergi kaydı ile varsa komşu parsellere ait tespit dayanağı kayıt ve belgeler ile varsa mera tahsis haritası celbedilmek suretiyle dosya ikmal edilmelidir. Dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf ve zilyetlik tanıkları, sağ olmaları durumunda belirtmelik bilirkişileri huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından tevzi çalışmaları sırasında uygulanan 1936 tarih ve 21 tahrir numaralı vergi kaydının çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı, çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, öncesinin mera, yayla gibi özel mülkiyete konu olamayacak ya da kaçak ve yitik kişilerden kalıp kanunlar uyarınca Hazineye intikal eden yerlerden olup olmadığı, mera parselinden ne suretle ayrıldığı, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten geriye doğru davacı ya da maliki evvellerinin 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, fen bilirkişisine vergi kaydı, varsa mera tahsis haritası ve dava dosyası kapsamını belirtir keşfi izlemeye elverişli harita düzenlettirilmeli, ziraat bilirkişisinden önceki keşif sonucu dosyaya ibraz edilen ziraat bilirkişi raporundaki bulgular da değerlendirilerek taşınmazların niteliği, toprak yapısı, komşu parsellere göre arz ettiği özellikler ve taşınmazlar ile komşu mera parseli arasında doğal ya da yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, meranın devamı niteliğinde olup olmadığı hususlarında bilimsel verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazları tüm yönleriyle gösterecek fotoğrafları çektirilmeli, fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmazlar işaretlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmelidir. Bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmeli, Hazine tapusunun oluştuğu tarihe kadar, Kadastro Kanunu’nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacılar lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Ayrıca Tapu Müdürlüğünün 03.12.2008 havale tarihli yazısında davacı A.. A.. adına belgesizden sadece dava dışı 105 ada 42 parsel sayılı 2.781,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın tescil edildiği belirtilmişse de dosya kapsamından dava dışı 115 ada 46 parsel sayılı 76.955,07 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 1/2 payının da davacı Ahmet adına senetsizden tescil edildiğinin anlaşılmasına göre 3402 sayılı Yasa’nın 14/son maddesindeki yasal kısıtlamalar nazara alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 23.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.