YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10118
KARAR NO : 2014/11816
KARAR TARİHİ : 27.10.2014
MAHKEMESİ : ANTALYA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2014
NUMARASI : 2012/298-2014/90
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda Kepez/…… Mahallesi çalışma alanında bulunan 27991 ada 10 parsel sayılı 377.69 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve M.. C..’ın fiili kullanımında bulunduğu üzerindeki evin bu kişiye ait olduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı A.. İ.. taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu, evin kendisine ait olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı A.. İ.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, uyuşmazlığın tapu iptal ve tescil davası ile kullanıcı şerhinin iptali istemine ilişkin olduğu öncesi orman olan bir yerin imar-ihya yoluyla kazanılamayacağı ve zilyetlik şerhinin iptali isteminin de ancak tapu kayıt maliki Hazine tarafından talep edilebileceği kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemece davanın nitelendirilmesinde hataya düşülmüştür. 3402 sayılı Yasa’nın 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek 4/1. maddesi “6831 sayılı Orman Kanunu’nun 20.6.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre Orman Kadastro Komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunu’nun 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edileceği hükme bağlanmıştır. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’na eklenen Ek-4. madde içeriğinde ve kadastro mevzuatında tespit kesinleştikten sonra genel mahkemede dava açılabilmesini kısıtlayıcı bir hüküm bulunmadığı gibi bu şekilde yapılan tespitler hakkında 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinin uygulanamayacağına ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Somut olaya gelince çekişmeli 27991 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve M.. C..’ın fiili kullanımında bulunduğu üzerindeki evin de bu kişiye ait olduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiği bu şekilde 2010 yılında Ek-4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu çalışmasına konu olduğu, tutanağın 09.08.2010-07.09.2010 tarihleri arasında askı ilanına çıkarıldığı, Kadastro Mahkemesinde dava açılmaması üzerine 08.09.2010 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafından Hazine ve kullanım şerhi sahibi M.. C.. aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde 07.05.2012 tarihinde dava açıldığı görülmektedir. Dava ve temyiz dilekçesindeki anlatım, zilyetliğin devri senedi, mahallinde yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları nazara alındığında uyuşmazlığın niteliğinin 3402 sayılı Yasa’nın Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosuna ve kullanıcı şerhinin iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan bu tür davalarda taşınmaz üzerindeki zilyetliğin beyan sahibi kişi ile taşınmazın kayden maliki Hazineye karşı da ispat edilmesi gerekir. Mahkemece yapılan keşif, alınan beyanlar ve ibraz edilen rapor nazara alındığında davacı davasını da ispat etmektedir. Hal böyle olunca, davanın kabulü ile davacı adına tapu kaydının beyan hanesinde zilyetlik şerhi verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup açıklanan nedenle, davacı A.. İ.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 28.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.