YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10102
KARAR NO : 2014/11916
KARAR TARİHİ : 27.10.2014
MAHKEMESİ : DEMİRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2013
NUMARASI : 2012/34-2013/80
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı E.. M.., 20.09.2012 tarihli dava dilekçesi ile, tapuda Hazine adına kayıtlı bulunan ve 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olan 398,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmazda lehine kullanıcı şerhi bulunan Ş.. G..’ün 225 metrekare ve 422,20 metrekare yüzölçümündeki 1227 parsel sayılı taşınmazda lehine kullanıcı şerhi bulunan D.. D..’ın ise 342 metrekare hakkı olduğunu, fazlasının hak sahibinin ise kendisi bulunduğunu iddia ederek düzeltilmesi istemiyle, Hazine, Ş.. G.. ve D.. D.. ile Kadastro Müdürlüğü aleyhine dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından söz edilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı E.. M.. vekili ve davalı Kadastro Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tapuda Hazine adına kayıtlı bulunduğu ve hak kazanma ihtimaline binaen dava açılamayacağı gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de mahkemenin değerlendirmesi isabetli değildir. 1978 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu 343 parsel sayılı 1.040 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Hazine adına tapuya tescil edilmiş; kadastro tutanağının beyanlar kargir ev avlusu vasfındaki taşınmazın “O.. G..’in işgalinde” olduğu yazılmış; 13.07.2005 tarihinde ise tapu kaydının beyanlar hanesine taşınmazın “6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı” yazılmıştır. Taşınmaz, 2009 yılında yapılan güncelleme çalışmaları sırasında satın alma ve ifraz nedenleriyle 1224, 1225, 1226 ve 1227 parsellere ayrılarak tapuya tescil edilmiş, 398,18 metrekare yüzölçümündeki 1226 parsel sayılı taşınmazın Ş.. G.., 422,20 metrekare yüzölçümündeki 1227 parsel sayılı taşınmazın ise D.. D..’ın fiili kullanımında bulunduğu tapu kaydına şerh edilmiştir. 2012 yılında yapılan güncelleme çalışmaları sırasında da 1226 ve 1227 parsel sayılı taşınmazların kullanıcı şerhi aynı şekilde muhafaza edilmiştir. Davacı, 2009 yılında yapılan güncelleme çalışmalarından önce taşınmazın kullanım hakkını işgalcisi olan O.. G..’den satın aldığını daha sonra 175 metrekaresini Ş.. G..’e, 347 metrekaresini ise D.. D..’a sattığını, askı ilanına çıkarılmadığı için 2009 yılında yapılan güncellemeden haberdar olmadığını ancak 2012 yılında yapılan güncelleme ilan edilince durumdan haberdar olduğunu, Ş.. G.. ve D.. D.. adına satın aldıklarından daha fazla taşınmazda hak sahibi gözüktüklerini iddia etmiştir. Bu olgular karşısında davacının davasının 2009 ve 2012 yılında yapılan güncelleme çalışmalarına itiraz mahiyetinde olduğu ve davalılar Ş.. ve D..’un satın aldıkları yüzölçümü ile sınırlı hak sahibi olduklarını, fazlasının hak sahibinin ise kendisi olduğunu iddia ve dava ettiği anlaşılmaktadır. Davacının, güncelleme çalışmalarına itiraz etmekte ve tapu kaydındaki şerhin değiştirilerek taşınmazların bir bölümü hakkında kendi adına kullanıcı şerhi verilmesini istemekte hukuki yararı bulunmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece işin esasına girilerek iddia ve savunma çerçevesinde deliller toplanıp sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan, kullanıcı şerhine itiraza yönelik davaların ilgili sıfatıyla kayıt maliki olan Hazine ile tapu kaydında lehlerine şerh verilen kişilere karşı açılması zorunlu iken, davada taraf sıfatı bulunmayan Kadastro Müdürlüğüne karşı açılan davanın da taraf sıfatı yokluğundan usulen reddine karar verilmelidir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.