Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/997 E. 2013/2228 K. 21.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/997
KARAR NO : 2013/2228
KARAR TARİHİ : 21.03.2013

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında çalışma alanında bulunan 117 ada 23 parsel sayılı 2434,36 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı …, 147 ada 169 parsel sayılı 4848,54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı nedenle eşit hisse ile davalı … ve …, 147 ada 455 parsel sayılı 3538,92 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit hisse ile davalı … ve …, 147 ada 456 parsel sayılı 4260,67 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … …, 147 ada 457 parsel sayılı 4501,19 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adlarına tespit edilmiştir. Davacı …, 117 ada 23 parsel sayılı taşınmaza; davacı … ise, 117 ada 23 parsel, 147 ada 169, 455, 456, 457 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Yargılama sırasında, davadan tefrik edilen 145 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, “orman” niteliğinde olduğu belirlendiği gerekçesiyle davalı Hazine ve Orman İdaresi re’sen davaya dahil edilmiştir. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacıların davalarının kabulüne, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile payları oranında kök muris … … … mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, dahili davalı Hazine vekili, Orman İdaresi temsilcisi ile davalılar …, …, …, … ve … tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazların ortak kök muris … … …’tan intikalen gelen taşınmazlar olduğu ve taksim olgusu ispatlanamadığı gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazların öncesinde tarafların ortak kök murisi … … …’a ait olduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ortak kök murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında usulüne uygun olarak taksim yapılıp yapılmadığı, taksim yapılmış ise çekişmeli taşınmazların kime isabet ettiği noktasında toplanmaktadır. Taksim olgusunu kanıtlama yükümlüğü ise, paylaşmaya dayanan davalı tarafa aittir. Mahkemece, ispat yükümlülüğü üzerinde bulunan davalı tarafın delil listesinde bildirdiği tanıklar usulüne uygun davet edilip, taşınmaz başında dinlenmemiş, yine davalı tarafın yazılı ve sözlü savunmalarında belirttikleri ve davacı taraf murisi İfta …’e taksim sonucu düştüğünü ileri sürdükleri 147 ada 168 ve 249 parsel, 146 ada 156, 222 ve 238 parsel, 114 ada 32, 38 ve 117 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanakları getirtildiği halde incelenip değerlendirilmemiştir. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri tüm
deliller toplanmalı, gerektiğinde taraflar arasındaki mirasçılık ilişkisini ve taksim olgusunu bilebilecek şahıslar arasından mahalli bilirkişi araştırması yapılarak ve bu yönde taraflara tanık bildirme imkanı verilerek ve yöntemince davet edilerek mahallinde yeniden keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve tarafların bildirdikleri ya da bildirecekleri tüm tanıklar ayrı ayrı dinlenilip ortak muris … … …’un ölümünden sonra çekişmeli taşınmazların taksime tabi tutulup tutulmadığı, taksime tabi tutulmuş ise kime isabet ettiği, davalı tarafa isabet etmiş ise diğer mirasçılara ne verildiği ile davacıların murisi İfta …’e taksim sonucu düştüğü belirtilen 147 ada 168 ve 249 parsel, 146 ada 156, 222 ve 238 parsel, 114 ada 32, 38 ve 117 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanakları okunarak, bu taşınmazların da kök muris … … …’tan intikalen kalıp kalmadığı, diğer mirasçılara taşınmaz verilmiş ise nereden verildiği ve verilen taşınmazların akıbetlerinin ne olduğu, taşınmazların kim tarafından ne suretle kullanıldığı, ayrıca çekişmeli taşınmazlar üzerinde uzun süredir davalıların zilyetliğinin hangi sebeplere dayalı olduğu etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tespite aykırı sonuca varıldığı takdirde tespit bilirkişilerin beyanlarına başvurularak aykırılığın giderilmesine çalışmalı; mirasçılık ilişkisi devam ettiği süre zarfında, mirasçı ya da mirasçıların zilyetliğinin taşınmaz üzerindeki zilyetliklerinin tereke adına olduğu, zilyetlik ile iktisap hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeli; usulüne uygun paylaşma yapıldığının ispatlanması halinde ise uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği hususu düşünülmeli, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller hep birlikte değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Diğer yandan temyiz eden Hazine ve Orman İdaresi, davadan tefrik edilen 145 ada 1 sayılı parsel yönünden taraf olup, temyize konu çekişmeli taşınmazların kayıt maliki olmadıkları gibi bu taşınmazlar yönünden açılan davada taraf sıfatları bulunmadığı halde karar başlığında gösterilip, aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması da yerinde değildir. Kabule göre ise, kök muris … … …’un terekesine göre, 3. kişi konumunda bulunan ve çekişmeli 147 ada 455 parsel sayılı taşınmazın tespit malikleri davalı … ve …’ın, taşınmazı hangi tarihte satın aldıkları ve ne zamandan beri zilyet oldukları araştırılmaksızın, tespit tarihine kadar 20 yıl malik sıfatıyla zilyet olup olmadıkları ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesindeki diğer şartlar tartışılmaksızın yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olup, davalılar …, …, …, … ve …’ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde ilgililere iadesine, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.