Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/9008 E. 2014/1277 K. 14.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9008
KARAR NO : 2014/1277
KARAR TARİHİ : 14.02.2014

MAHKEMESİ : MİLAS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2004/24-2013/132

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar vekili; 2184 parsel sayılı taşınmazın 1961 yılında yapılan kadastro tespitine itiraz üzerine Milas Arazi Kadastro Mahkemesi’nin 30.06.1962 tarih ve 1961/262 Esas, 1962/161 sayılı kararıyla, tapulama tutanağının malik hanesinin tashihi ile davacıların miras bırakanı M.. G..adına tespit ve tesciline hükmolunduğunu, ancak bu kararın 14.01.1971 tarihinde temyiz edildiğinden, kesinleştirilerek infaz edilmediğini ve Mehmet’in 05.11.1989 tarihinde ölümü nedeniyle davanın takibinin mümkün olmadığını ileri sürüp, kadastro öncesi ve sonrası kazandırıcı zamanaşımı ve vergi kaydına dayalı olarak 2184 sayılı parselin belirlenecek sınır ve yüzölçümü gereğince davacılar adlarına tespit ve tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “S.. B.. aleyhine açılan davanın pasif husumet noktası yokluğundan reddine, davalı Hazine aleyhine açılan davanın reddine” karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalı Hazine bakımından, şuyulandırma işleminin idari yargı yerinde iptal edilmedikçe eldeki davanın dinlenilme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, çekişme konusu 2184 parsel sayılı taşınmazın sicil kaydının oluşturulduğu, ancak malik hanesinin boş bırakıldığı, 08.07.1993 tarihinde imar uygulamasına tabi tutularak 4134 sayılı imar parselinde 472/474 payın itirazlı olarak tescil edildiği; öte yandan, davacıların dayandığı Milas Arazi Kadastro Mahkemesi’nin 30.06.1962 tarih ve 1961/262 Esas, 1962/161 Karar sayılı kararının ve dolayısıyla tespitin kesinleşip kesinleşmediğinin belli olmadığı ve anılan dosyanın bulunamadığı dosya kapsamıyla sabittir. O halde, tespitin kesinleştiği kanıtlanamadığına göre, uyuşmazlığın temelini teşkil eden 2184 parsel sayılı taşınmaz yönünden kadastro tespitinin kesinleşmediği sonucuna varılmalıdır. Hal böyle olunca; mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilmeli, görevli olan Kadastro Mahkemesi’nce de mevcut bilgilere göre tespit tutanağı ihya ettirilmeli, askı ilanı yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, askı ilanı yapıldığı da kanıtlanamadığı takdirde tutanağın yeniden askı ilanı yaptırılmalı; tesis kadastrosunu sonuçlandıracak biçimde gerekli araştırma ve inceleme yapılarak mevcut taraflar itibariyle işin esası sonuca bağlanmalı, tespit günü itibariyle mülkiyet durumu kesin olarak saptanmalıdır. Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
14.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.