Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/90 E. 2013/359 K. 28.01.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/90
KARAR NO : 2013/359
KARAR TARİHİ : 28.01.2013

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kullanım kadastrosu sırasında M.. Ş.. P..Mahallesi çalışma alanında bulunan 179 ada 4, 5, 6, 181 ada 1, 2, 182 ada 1, 2, 3, 183 ada 1, 184 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6 parsel sayılı, muhtelif yüzölçümlü taşınmazlar, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve davalıların zilyetliğinde olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı H.. D.., dava konusu taşınmazların 2/B kapsamına alınmasından sonra beyanlar hanesine işlenmesine yönelik idari işlemlerin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla bu işlemlerin iptali talebi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda mahkemenin yargı yolu açısından görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, Hazine tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi kapsamındaki taşınmazlarla ilgili olarak, kadastro komisyonlarınca fiili kullanıcılarının tespit edilerek beyanlar hanesine işlenmesine yönelik işlemlerin idari işlem olduğu kabul edilmek sureti ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Dava konusu taşınmazların fiili kullanıcılarının belirlenmesine ilişkin kadastro komisyonlarınca yapılan işlemler idari işlem değil kadastro işlemidir, bu nedenle uyuşmazlığın çözümü Kadastro Mahkemesinin görev alanı içerisindedir. O halde, davacıya dava dilekçesi açıklattırılarak, davacının dava konusu taşınmazların tespitlerine itiraz etmesinde hukuki yararı olup olmadığı araştırılmalı, kendisi lehine zilyetlik şerhi verilmesini istediği taşınmaz ya da taşınmazlar bulunup bulunmadığı sorularak belirlenmeli; davacının, lehine zilyetlik şerhi verilmesini istediği taşınmaz ya da taşınmazlar bulunması halinde bu taşınmaz ya da taşınmazlara ilişkin dava esastan incelenerek davacının talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeli, aksi halde davacının dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 28.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.