Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/8177 E. 2014/2973 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8177
KARAR NO : 2014/2973
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

MAHKEMESİ : HATAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2012
NUMARASI : 2010/277-2012/524

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “karayolu olarak kullanılan taşınmaz bölümünün fiilen yol olarak kullanıldığı tarihe kadar kimin zilyetliğinde bulunduğunun, bu kişiler tarafından yol olarak kullanıldığı tarihe kadar kazanmaya yeterli zilyetliğin gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması, bundan sonra her bir davacı grubun zilyet olduğu taşınmaz bölümünü gösteren ölçekli krokinin de eklenerek ifrazının mümkün olup olmadığının bir kez daha sorulması, ifrazının mümkün olduğunun bildirilmesi halinde krokiye göre tescil kararı verilmesi, kazanma koşullarının oluştuğunun belirlenmesi halinde karayolunun bulunduğu yer için mülkiyetin tespitine karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın tamamı 8640 pay kabul edilerek 2880/8640 payının ayrı ayrı payları gösterilmek sureti ile M. R. D. mirasçıları adına, 1440/8640 payının ayrı ayrı payları gösterilmek sureti ile N. T. mirasçıları adına, 1440/8640 payının davacı C. T. adına, 1440/8640 payının ayrı ayrı payları gösterilmek sureti ile davacı N. C. mirasçıları adına, 1440/8640 payının ise davacı N. Y. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar C. T. ve N. T. mirasçıları vekili, davalı Hazine vekili ve dahili davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak mahkemece dava konusu taşınmazın her üç davacı gruba eşit pay isabet edecek şekilde tesciline karar verilmiş olup verilen karar bu yönü ile dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dosyada toplanan delillere göre dava konusu taşınmazın her üç davacı grup tarafından uzun yıllar önce zeminde fiilen taksim edildiği, uzun zamandır bu taksime göre kullanıldığı, tarafların da taksim ile oluşan fiili sınırlara itirazlarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Keşif sonucu teknik bilirkişiler tarafından düzenlenip dosyaya sunulan 03.05.2012 tarihli raporda da davacıların fiili zemin durumuna göre ihtilafsız olarak kullandıkları alanların yüzölçümleri belirtilmiştir. Buna göre davacılar Cemil ve Nurettin T. tarafından kullanılan alanın 94.768,79 m2, davacı M.R. D. mirasçılarınca kullanılan alanın 57.362,35 m2, davacılardan A. B. mirasçılarının kullandığı alanın ise 78.143,98 m2 olduğu, ihtilafsız olarak kullanılan alanların yüzölçümlerinin birbirine eşit olmadığı anlaşılmaktadır. İmar mevzuatına göre taşınmazın kullanım durumuna göre 3 parçaya ifraz edilmesinin mümkün olmadığı da bildirildiğine göre mahkemece davacıların kullandıkları bölümlerin yüzölçümlerine göre hisselendirme yapılması gerekirken bu yön göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlerden C. T. ve N.T. mirasçılarına iadesine, 20.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.