YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8134
KARAR NO : 2014/2764
KARAR TARİHİ : 18.03.2014
MAHKEMESİ : AKYAZI KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2013
NUMARASI : 2012/169-2013/77
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında, T. Mahallesi çalışma alanında bulunan … ada 28, 30, 31, 33 ve 34 parsel sayılı 2925.49, 5141.58, 5678.46, 4635.40 ve 4250.96 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden oldukları açıklanarak H.. H.. adına tespit edilmiş, 270 ada 28 parsel sayılı taşınmaza ait tutanağın beyanlar hanesinde üzerindeki fındık bahçesinin 2005 yılından beri Hasan oğlu Y.. B..’ın kullanımında ve ona ait olduğu; … ada 30 parsel sayılı taşınmaza ait tutanağın beyanlar hanesinde 1955 yılından beri Yakup oğlu H.. B..’ın kullanımında olduğu; 270 ada 31 parsel sayılı taşınmaza ait tutanağın beyanlar hanesinde 2000 yılından beri Hasan oğlu Y.. B..’ın kullanımında olduğu; 270 ada 33 parsel sayılı taşınmaza ait tutanağın beyanlar hanesinde 1965 yılından beri Osman kızı E.. B..’ın kullanımında olduğu ve 270 ada 34 parsel sayılı taşınmaza ait tutanağın beyanlar hanesinde 2005 yılından beri Hasan oğlu Y.. B..’ın kullanımında olduğu gösterilmiştir. Davacılar H.. A.. ve M.. B.. vekili yasal süresi içinde çekişmeli taşınmazların ortak miras bırakan Y.. B..’ın kullanımında iken ölümü ile tüm mirasçılarına kaldığı ve paylarının bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli taşınmazların tespit gibi H.. H.. adına tescili ile çekişmeli taşınmazlar üzerindeki fındık bahçelerinin kadastro tutanaklarında kimlik bilgileri yazılı davalıların kullanımında olduğunun beyanlar hanesine kaydına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; ortak miras bırakanın 1974 yılında öldüğü, dava konusu taşınmazların 1990 yılında yapılan çalışma ile orman sınırları dışına çıkarıldıkları, miras bırakanın sağlığında taşınmazların orman niteliğinde olması nedeniyle miras bırakanın vefat ettiği tarihe kadar taşınmazlar üzerinde zilyetlikten doğan bir hakkının oluşmadığı, bu nedenle davacıların taşınmazlar üzerinde miras bırakanlarından intikal edecek herhangi bir haklarının bulunmadığı; dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına göre çekişmeli taşınmazların uzun yıllardır davalı tarafın kullanımında olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, mahkemenin kabul ve değerlendirmesinde isabet bulunmadığı gibi taksim hususunda yapılan araştırma ve inceleme de karar vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Dosyada mevcut veraset ilamına göre ortak miras bırakan Salih oğlu Y.. B..’ın 29.05.1974 günü vefat ettiği, çekişmeli taşınmazların 1990 yılında yapılan çalışma sonucunda 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldıkları anlaşılmaktadır. Davalılar vekili 11.10.2012 tarihli cevap dilekçesi ile davacı Havva yönünden davayı kabul ettiğini bildirmiş, davacı Mehmet davası yönünden taksim savunmasında bulunmuştur. Şu hale göre, taraflar arasında çekişmeli taşınmazların önceki zilyedinin tarafların ortak miras bırakanı olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Her ne kadar çekişmeli taşınmazlar, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra orman sınırları dışına çıkarılmış ise de, çekişmeli taşınmazların ortak miras bırakandan kaldığının tartışmasız olması nedeniyle, orman sınırları dışına çıkarma işleminden önce ve sonra çekişmeli taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin tereke adına sürdürüldüğünün kabulü zorunludur. Bu durumda davacı H.. A..’nun davası yönünden kabul beyanında bulunan davalı vekilinin taksime ilişkin iddiaları yönünden yöntemince taksim araştırması yapılması zorunludur. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; mahallinde yeniden yöntemince keşif ve uygulama yapılmalıdır. Keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, ortak miras bırakanın ölümünden sonra terekesine dahil malların ve hakların tüm mirasçıların veya yetkili temsilcilerinin katılıp katıldıkları bir paylaşma sonucu taksim edilip edilmediği, her bir mirasçının payına karşılık ne aldığı, taşınmaz almışlarsa bu taşınmazların akibetlerinin ne olduğu ile kadastro çalışmaları sırasında kim veya kimlerin adına tespit edildikleri, davaya konu taşınmazların kullanım hakkının bu paylaşma sonucu davalılara isabet edip etmediği tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri dosya içine getirilecek tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ile denetlenmeli, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli, kadastro tutanaklarının edinme sebeplerinde bildirilen olaylara aykırı sonuçlara ulaşılması halinde, tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalıdır. Bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve mirasçılar arasındaki uyuşmazlıklarda taksime dayanan tarafın taksimi kanıtlamakla yükümlü olduğu ile kabulün taraflar arasındaki uyuşmazlıkları gideren ve kesin hükmün sonuçlarını doğuran taraf işlemlerinden olduğu da gözetilerek bir karar verilmelidir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 18.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.