Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/7700 E. 2014/907 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7700
KARAR NO : 2014/907
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : ADIYAMAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2013
NUMARASI : 2011/342-2013/232

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, Bağdere Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazlar, hakkında irsen intikal, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 3.115,36 m2’lik bölüm ile aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 5598,71 m2’lik bölümün davacılar adına eşit hisseler ile tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı H.. H.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tescile karar verilen bölümleri yönünden zilyetlikle edinme koşullarının davacılar yararına oluştuğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermek için yeterli değildir. Davacılar K.. Ç.. ve F.. Ç.., dava konusu taşınmazın murisleri Abdulkadir ve Ramazan’dan kendilerine kaldığını ileri sürerek adlarına tescili istemiyle dava açmışlar, ancak çekişmeli taşınmazın murislerinden kendilerine ne şekilde intikal ettiğini açıklamamışlardır. Dosyada bulunan nüfus kaydına göre davacıların murislerinin, davacılardan başka mirasçıları da olduğu anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmazın davacıların murislerinden kaldığına ve davacılar kendi adlarına tescil talep ettiğine göre; çekişmeli taşınmazın murislerinden kendilerine ne şekilde kaldığını kanıtlamak yükümlülüğü davacılara ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca öncelikle davacılara dava dilekçeleri açıklattırılarak taşınmazların murislerinden kendilerine ne şekilde intikal ettiği hususu sorulmalı, davacı yana ileri sürdüğü iddiasını ispatlamak üzere yöntemine uygun süre ve imkan tanınmalı, mahkemece de davacıların ileri sürdüğü iddiaya göre yöntemine uygun inceleme ve araştırma yapılmalı, davacıların, çekişmeli taşınmazın murislerinin sağlığında veya ölümünden sonra kendilerine kaldığını ispatlayamamaları halinde, iştirak halinde mülkiyette bir mirasçı tarafından sürdürülen zilyetliğin tereke adına sürdürülmüş sayılacağı ve mirasçıların kendi adlarına dava açamayacakları hususu göz önüne alınarak, davacıların terekeye dahil taşınmazın kendi adlarına tesciline yönelik davalarının reddine karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilerek esasa ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi; kabule göre, çekişmeli taşınmazın tescile karar verilen bölümlerinin imar planı içerisinde kalıp kalmadığı ve taşınmaz imar planı içerisinde kalıyor ise imar planının kesinleşme tarihinin ne olduğu araştırılmadan karar verilmesi de isabetsiz olup, davalı H.. H.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.