Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/5465 E. 2014/621 K. 03.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5465
KARAR NO : 2014/621
KARAR TARİHİ : 03.02.2014

MAHKEMESİ : TAŞLIÇAY KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2010
NUMARASI : 2009/118-2010/81

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Ç.. Köyü çalışma alanında bulunan, 117 ada 104 parsel sayılı 6690.93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera niteliğiyle orta malı olarak sınırlandırılmıştır. Davacı N.. Y.., tapu kaydı, irsen intikal ve taksim iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 117 ada 104 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ile davacı N.. Y.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 01.07.2010 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfiyle gösterilen bölümlerinin, 1962 yılında yapılan toprak tevzi çalışmaları sonucu oluşan 581 ve 582 sayılı mera parselleri içerisinde kaldığı ve davacı dayanağı tapu kaydının da bu bölümleri kapsadığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ancak; davacının dayanağı tapu kaydı tescil ilamıyla oluşmasına karşın kapsam haritasına göre belirlenmemiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesine göre kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur. Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğinin taraf olduğu davacı tapusunun dayanağını oluşturan Taşlıçay Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 02.07.1968 tarih, 1967/63 Esas, 1968/46 Karar sayılı tescil ilamında mevcut olan kroki, kadastro paftasıyla çakıştırılıp uygulanmadan karar verilmiştir. Sağlıklı sonuca ulaşabilmek için; öncelikle davacı tarafından aynı tescil ilamıyla oluşan tapu kayıtlarına dayanılarak açılan ve kesinleşen komşu 117 ada 102 ve 103 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin dava dosyaları bulundukları yerlerden getirtilerek dosyaya konulmalı, daha sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen yerel bilirkişi, taraf tanıkları, fen ve ziraatçi bilirkişi huzuru ile yapılacak keşif sırasında, davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının kapsamı 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmeli, teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, davacının dayanak tapu kaydının komşu 102 ve 103 parsellere revizyon görüp görmediği göz önünde bulundurulmalı, şayet tapu kaydı bu dosyalarda uygulanmış ise, çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak gibi özel mülkiyete konu olamayacak ya da kaçak ve yitik kişilerden kalıp kanunlar uyarınca Hazineye intikal eden yerlerden olup olmadığı hususlarında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanı alınmalıdır. Davacının dayanağı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu ve revizyon görmediğinin anlaşılması halinde, davacı tapusunun dayanağını oluşturan tescil ilamında davalı Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğinin taraf olması nedeniyle taraflar arasında kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın kabulüne karar verilmeli, tapu kaydının uymadığının anlaşılması halinde ise; çekişmeli taşınmazın öncesinin zilyetlikle iktisaba elverişli yerlerden olup olmadığı tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, eksik araştırma ve uygulamaya göre karar verilmesi isabetsiz olup; davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.