Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/5103 E. 2013/5902 K. 30.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5103
KARAR NO : 2013/5902
KARAR TARİHİ : 30.05.2013

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında …., Köyü çalışma alanında kalan 2336 parsel sayılı 6850 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. 4348 parsel sayılı taşınmaz 1963 yılında yapılan kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılmış, 14.10.1985 tarihinde idari yoldan Hazine adına tescil edilmiştir. 02.08.2002 tarihinde yapılan imar uygulaması sonucu ifraz ile 309.737,38 metrekare yüzölçümünde 4626 parsel oluşturularak Hazine adına tescil edilmiş, 13.02.2006 tarihinde TOKİ’ye bedelsiz devredilmiştir. Davacılar … ve arkadaşları, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların tapusunun iptali ile adlarına tapuya tesciline, olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin 2336 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının reddi ile, 2336 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükmün ONANMASINA,
2- Davacılar vekilinin 4626 parsel sayılı taşınmazla ilgili temyizine gelince; mahkemece 4626 parsel sayılı taşınmaz açısından hak düşürücü süre geçmiş olduğu gerekçesiyle bu parsel yönünden davanın reddine karar verilmişse de verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; dava konusu 4626 parselin öncesi olan 4348 parsel sayılı taşınmaz 1963 yılında yapılan kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılmış, 1985 yılında idari yoldan Hazine adına tescil edilmiştir. Bu tür taşınmazlar hakkında 766 sayılı Tapulama Kanunu’nun 31/2 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. fıkralarında yer alan 10 yıllık hak düşürücü süre uygulanmaz. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. fıkrasında; “…tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz” denilmektedir. Görüldüğü gibi 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması için taşınmaz hakkında tutanağın düzenlenmiş ve kesinleşmiş olması gerekir. Uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmediğine göre, mahkemenin gerekçesi bu bakımdan yerinde değildir. O halde mahkemece dava konusu taşınmazın tapusunun oluştuğu 1985 yılına kadar davacılar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti ve sonucuna göre tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 29.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.