Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/4659 E. 2013/5090 K. 08.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4659
KARAR NO : 2013/5090
KARAR TARİHİ : 08.05.2013

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında …., Köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 6 parsel sayılı 10.923,89 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar … ve paydaşları adına tespit edilmiştir. Davacı …, satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda kesin süre içerisinde keşif avansının yatırılmaması nedeniyle davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, verilen süre içerisinde davacı tarafın keşif avansını yatırmadığı bu nedenle keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36. maddesinin mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, tanık, teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında bilirkişi adayları ve tanıklara davetiye tebliğ edilip, arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için uygun bir sürenin bulunması gerekmektedir. Mahkemece, hükme esas alınan 14.09.2011 tarihli ara kararı, önceki tarihli keşif ara kararına atıfta bulunulması, araç ücretinin belirlenmemesi, mahalli bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarına yapılacak tebligat giderlerinin kalemler halinde gösterilmemesi nedeniyle yasaya uygun bulunmamaktadır. Mahkemece dava dosyası keşfe hazır hale getirilmeden keşif ara kararı kurulması isabetsiz olduğu gibi, yasada öngörülen şekle uygun olmayan ara kararına dayanılarak davacının keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına da karar verilemez. Kaldı ki, keşif ara kararı davacıya 04.10.2011 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, muhatabın geçici olarak araziye gittiğini beyan eden ve tebligatı almaktan imtina eden kişinin kim olduğu anlaşılamayan ve haber verilen komşunun ismi ve imzası bulunmayan tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinde öngörülen usule uygun olduğundan da sözedilemez. Bu nedenlerle mahkeminin kabulünde bir isabet bulunmamaktadır. Davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 08.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.