YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4265
KARAR NO : 2013/4501
KARAR TARİHİ : 26.04.2013
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu … Köyü çalışma alanında bulunan 114 ada 24 parsel sayılı 1190,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı, harici taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın kendisine ait olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 114 ada 24 parsel sayılı taşınmazın davalı … adına olan tapu kaydının tarafların miras bırakanları …’ın veraset ilamındaki davacı …’un miras payı oranında iptali ile iptal edilen kısmın davacı … adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine karşı bağışlama ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemiyle açılmıştır. Davacı …, çekişmeli taşınmazın öncesinin kök muris … …’a ait olduğunu, murisin ölüm tarihi olan 1951 yılından önce sağlığında kendisine bağışladığını, bağıştan itibaren evlenerek köyden ayrıldığı 1956 yılına kadar taşınmaza zilyet olduğunu, sonrasında ise davalı tarafın haksız yere taşınmazı kullanmaya başladığını ileri sürmüştür. İleri sürülen bu nitelemeye göre kök muris …’in sağlığında taşınmazı bağışlamasıyla birlikte miras ilişkisinin sona ereceği göz önüne alındığında taraflar arasındaki ihtilafların çözümünde zilyetlik hükümlerinin geçerli olacağı açıktır. O halde mahkemece, çekişmeli taşınmaza davalı tarafın, kadastro tespitine kadar 20 yılı aşkın süre ile malik sıfatıyla zilyet bulunup bulunmadığı ile davalı taraf yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde davanın kapsamı dışına çıkılarak ve talep edilmediği halde, taşınmazın öncesinin kök muris …’in eşi olan …’a ait olduğu kabul edilerek, davacının …’dan gelen miras payı oranında davanın kabul edilmesi yerinde olmadığı gibi, kabule göre de, dosya içinde …’a ait miras paylarını gösterir veraset ilamı bulunmaksızın “…’ın veraset ilamındaki miras payı oranında iptali” denilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
26.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
…