Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/4264 E. 2013/4500 K. 26.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4264
KARAR NO : 2013/4500
KARAR TARİHİ : 26.04.2013

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sonucu … Köyü çalışma alanında bulunan 128 ada 25 parsel sayılı 10.640,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalıların miras bırakanı … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın 1/3 hissesinin kendisine ait olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 128 ada 25 parsel sayılı taşınmazın … adına olan tapu kaydının 1/3 hissesinin iptali ile iptal edilen kısmın davacı … adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine karşı bağışlama ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemiyle açılmıştır. Dosya kapsamına ve özellikle davacı …’un beyanına göre, kök muris …’ın, ölüm tarihi olan 1951 yılından önce sağlığında, çekişmeli taşınmazın da içinde bulunduğu tüm taşınmazlarını evlatları arasında paylaştırarak bağışladığı; çekişmeli taşınmazın, davacı … ile dava dışı … ve …’a isabet ettiği sabit olup; dava konusu taşınmaza, davacı …’in, evlenerek köyden ayrıldığı 1956 yılına kadar zilyet olduğu, davalı taraf ve miras bırakanları …’ın 1980 yılından itibaren zilyet oldukları belirlenmiş olduğuna göre, kök murisin sağlığında bağışlamasıyla birlikte miras ilişkisinin sona ereceği göz önüne alındığında taraflar arasındaki ihtilafların çözümünde zilyetlik hükümlerinin geçerli olacağı açıktır. O halde mahkemece, davalı tarafın 1980’lı yıllardan itibaren çekişmeli taşınmaza malik sıfatıyla zilyet bulunduğu ve davalı taraf yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği anlaşıldığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan nispi temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 26.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.