Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/2443 E. 2013/2519 K. 27.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2443
KARAR NO : 2013/2519
KARAR TARİHİ : 27.03.2013

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Üçpınar Köyü çalışma alanında bulunan 220 ada 1, 221 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı sırasıyla 13.086,28, 1.989,08, 620,73 ve 2.469,42 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar maliklerinin kim olduğunun bilinememesi nedeniyle ve tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı …, miras yoluyla gelen hakka dayanarak çekişmeli 220 ada 1 parsel sayılı taşınmazın miras bırakanı …’den kaldığını ve tüm mirasçılarına ait olduğunu öne sürerek, davacılar … ve … ise, çekişmeli 221 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların 1/2 payının miras bırakanları…’ten kaldığını ve tüm mirasçılarına ait olduğunu öne sürerek birlikte dava açmışlardır. Yargılama sırasında davacı … davasından feragat etmiş, davacılar … ve … ise çekişmeli 221 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların bütününün miras bırakanlarına ait olduğu iddiasında bulunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı …’ün davasının feragat nedeniyle reddine, diğer davacıların davalarının kabulüne çekişmeli 220 ada 1, 221 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların ölü Mehmet oğlu…’ün ad ve payları belirtilmeksizin yasal mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli 220 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında dava açan …’ün davadan feragat etmesi nedeniyle davanın reddine, taşınmazın diğer davacılar … ve …’ün miras bırakanından kaldığı gerekçesiyle …mirasçıları adına tesciline karar verilmiştir. Davacılar aynı dilekçe ile birlikte dava açmış olmalarına rağmen, dilekçenin talep bölümünde 220 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacı …’ün miras bırakanı … mirasçıları adına tescili isteminde bulunmuşlardır. Buna göre diğer davacılar … ve … tarafından sözü edilen parsele yönelik açılan bir dava bulunmadığı gibi davada, 3402 sayılı Yasanın 30/2. maddesi uyarınca re’sen araştırma yapılmasını gerektiren koşullar da yer almamaktadır. Hal böyle olunca, davacı … tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine, taşınmazın tespit gibi davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olduğu gibi, davacı …’ün davalı Hazine aleyhine açtığı dava reddedildiğine göre Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması dahi isabetsizdir.
2- Davalı Hazine’nin 221 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacılar … ve …, 05.01.2010 havale tarihli dava dilekçelerinde çekişmeli 221 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların 1/2 payının kendileri ve paydaşları adına tescili istemiyle miras hakkına dayanarak dava açmış iseler de, dava dilekçelerini açıkladıkları 05.03.2010 tarihli celse ve 18.07.2012 tarihinde mahallinde icra edilen keşif esnasında taşınmazların tümünün kendileri ve paydaşları adına tescilini talep etmişler, mahkemece de taşınmazların tamamının …mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Ancak, paftaya göre taşınmazların batısında dere bulunduğu halde taşınmazların dere yatağı niteliği nedeniyle zilyetlik ile kazanılabilecek yerlerden olup olmadığının belirlenmesi yönünden jeolog bilirkişiden rapor alınmadığı gibi, tanık sıfatıyla tespit bilirkişilerinin beyanlarından yararlanılmamış, zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş biçimi hakkında yeterli araştırma yapılmamış, davacılar … ve …’ün miras bırakanı…’ün mirasçılık belgesi ya da verasete esas nüfus kayıtları temin edilmemiş, belgesiz araştırması eksik yapılmış kabule göre de davacılar … ve … ve paydaşlarının taşınmazların bütününde mi yoksa 1/2 payında mı hak sahibi oldukları hususu açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu denli yetersiz araştırmaya dayanılarak karar verilemez. O halde mahkemece sağlıklı sonuca varılabilmesi için; öncelikle davacılar … ve …’ün miras bırakanı…’e ait mirasçılık belgesi ya da tüm mirasçılarını gösterir verasete esas nüfus aile kayıt tablosu temin edilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ile uzman jeolog, zirai bilirkişi ve fen bilirkişisi refakate alınarak mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından taşınmazların geçmişte kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, zilyetliğin kesintiye uğrayıp uğramadığı hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, davacılar ve paydaşlarının taşınmazlar üzerinde zilyetliklerinin bulunduğunun anlaşılması halinde sürdürülen zilyetliğin taşınmazların bir bölümüne mi yoksa tamamına mı yönelik olduğu duraksamasız saptanmalı, zirai bilirkişi ve jeolog bilirkişiden taşınmazların niteliği ve öncesinin dere yatağı olup olmadığını belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı izlemeye elverişli ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli, gerektiğinde taşınmazlar üzerindeki muhdesat niteliğinde ev ve meyve ağaçlarının 3402 sayılı Yasanın 19/2. maddesine göre beyanlar hanesine şerhine karar verilmesinin gerekip gerekmediği değerlendirilmeli, …ve tüm mirasçıları adına belgesiz araştırması yapılmalı, eklemeli zilyetliklerinin bulunması ve bağımsız zilyetliklerinin tespite dek 20 yıla ulaşmadığı sonucuna varılması halinde, taşınmazların önceki zilyedi yönünden de 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesi uyarınca belgesiz araştırması yapılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek karar verilmesi, kabule göre de; Medeni Kanun’un öngördüğü anlamda sicil oluşturulabilmesi bakımından Kadastro Hakimi tarafından taşınmazların kimler adına hangi paylarla tescile karar verildiğinin gösterilmesi gerekirken, ad ve payları belirtilmeksizin ölü Mehmet oğlu…’ün Yasal mirasçıları adına tesciline” denilerek infazı mümkün olmayacak şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir.
Yukarıda 1 ve 2 numaralı bentler ile açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.