YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1927
KARAR NO : 2013/6194
KARAR TARİHİ : 04.06.2013
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden taraftan gelen olmadı. Aleyhine temyiz istenilen … vekili Av…. geldi. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek-4 maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında … Mahallesi 1852 ada 21 parsel sayılı 401,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tutanağın beyanlar hanesinde bahçe üzerindeki iki katlı kargir evin 25 yıldan beri Adil oğlu …’ın kullanımında olduğu belirtilerek, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tespit ve 06.08.2010 tarihinde tescil edilmiştir. Davacı …, 21.03.2011 tarihli dava dilekçesi ile çekişmeli taşınmazın kullanım ve muhdesat belirtmesinin iptali ile adına yazılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesindeki belirtmenin iptali ile “işbu taşınmaz bahçe üzerindeki iki katlı kargir ev 25 yıldan beri … Selim oğlu …’ün kullanımındadır” belirtmesinin yazılmasına karar verilmiş ve karar 23.05.2011 tarihinde kesinleştirilmiştir. Davalı … vekili 10.01.2013 tarihli dilekçe ile dava ve karardan yeni haberdar olduklarını mahkemeye yazılı olarak bildirmiş ve 17.01.2013 tarihli dilekçe ile kararı temyiz etmiştir.
Dava dilekçesi ve gerekçeli karar davalı …’a “…” adresinde Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılan tebligatın geçerli kabul edilebilmesi için, tebligat tarihlerinde yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğü’nün 28/1. maddesi uyarınca, tebliğ memurunun muhatabın adreste bulunmama nedenini araştırıp tutanağa yazması, altını ilgili kişiye imzalatması, imzadan imtina edilmesi halinde de bu durumun belirtilmesi zorunludur. Gerek dava dilekçesi tebligatında, gerekse de gerekçeli karar tebligatında muhatap davalının adreste bulunmama nedeni araştırılmamış, bu araştırmanın yapıldığı kişilerin buna ilişkin beyanları tebligat belgelerinde açıklanmamış ve imzaları alınmamıştır. Bu durumda davalı …’a yapılan dava dilekçesi ve gerekçeli karar tebligatlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi ile Tebligat Tüzüğünün 28. maddesine uygun ve geçerli kabul edilemez. Dava dilekçesi ve gerekçeli karar tebligatları geçerli olmadığından; yöntemince taraf teşkili sağlanarak karar verildiğinden ve verilen kararın kesinleştirilmesinin usulüne uygun olduğundan da söz edilemez. Bu nedenle davalı vekilinin dava ve kararı, mahkemeye dilekçe verdiği 10.01.2013 tarihinde öğrendiğinin ve temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü zorunludur.
Davalı vekilinin süresinde olduğu kabul edilen temyiz inceleme istemine gelince; Mahkemece, davanın esasına girilerek 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılmış olup Hazine adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın, 3402 sayılı Yasa’ya 5831 sayılı Yasa’nın 8. maddesi ile eklenmiş olan Ek- 4. madde gereğince fiili kullanıcısının davacı olduğu gerekçesi ile hüküm kurulmuştur. Ne var ki; yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere dava dilekçesinin tapu kaydında lehine zilyetlik şerhi bulunan davalı …’a yargılama sırasında usulüne göre tebliğ edilmediği kuşkusuzdur. Bu durumda taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi zorunlu olduğu gibi, bu şart sağlanmadan davanın esasına da girilemez. Hal böyle olunca; Mahkemece taraflara yöntemince dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilip, taraf teşkili sağlanarak davalının da savunma ve delilleri sorulup saptandıktan sonra mahallinde keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmazın kim veya kimlerin kullanımında olduğu, zilyetliğin kimden kime ve ne şekilde geçtiği, taraflar arasındaki ilişkilerin neler olduğu, taşınmaz üzerindeki muhdesatın kim veya kimler tarafından yapıldığı olaylara dayalı olarak yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarından sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli, keşfe katılacak fen bilirkişisinden keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir rapor alınmalıdır. Bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle hüküm kurulması isabetsiz, davalı … vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.