Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/1844 E. 2013/2431 K. 26.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1844
KARAR NO : 2013/2431
KARAR TARİHİ : 26.03.2013

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “taraflardan iddia ve savunmalarıyla ilgili delillerin istenmesi, taraflara tanık dinletme hakları olduğunun hatırlatılması, davalı taraf dayanağı olan tapu kaydının oluşumuna esas tüm belgeler ile varsa haritası, tesisinden itibaren tüm tedavüllerinin getirtilmesi, dosya tamamlandıktan sonra yapılacak keşif sırasında davalı tarafın dayanağını oluşturan tapu kayıtları okunup kayıtlarda yazılı hudutların yerel bilirkişilere zeminde göstertilmesi, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdikleri hudutların teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmesi, kayıtların kapsamının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi, keşif icrası sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından tapu kaydı hudutlarının arz ettikleri özelliklerle taşınmazın tasarrufu, öncesinin kök murise ait olup olmadığı, tapu kaydının uyması halinde tapu malikleri arasında taksim yapılıp yapılmadığı hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanağın edinme sebebi sütunundaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişilerinin tamamının tanık sıfatıyla dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılması, beraberde götürülecek teknik bilirkişiden uygulanan kayıtların kapsamını belirtir, keşfi takibe imkan verir ayrıntılı ve gerekçeli kroki ve rapor alınması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece taşınmazın öncesinin tarafların ortak miras bırakanı …’a ait olmadığı ve davalı tarafça dayanılan 16.07.1970 tarih ve 30 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Anılan tapu kaydının kuzey ve güney hududunda belirtilen şahıslar yerel bilirkişi ve tanıklarca tanınmamış, mahkemece kaydın doğusundaki çay sınırının devlet karayolunun doğusundaki çay olduğu, batısındaki arkın ise batı sınırından geçen ark olduğu gerekçesi ile tapu kaydının aidiyetine karar verilmiştir. Ancak karayolunun doğusundaki çaydan evvel paftada işaretlenen bir ark bulunduğu göz önüne alındığında, bu arkın tapu kaydının oluştuğu tarihte mevcut kadim ark olduğunun saptanması halinde tapu tekniğine göre tapu kaydının bu arkı aşarak çay sınırını
okuması mümkün olmadığına göre tapu kaydının kapsamının sözü edilen ark ile çay arasında aranması gerekir. Mahkemece bu husus gözönünde bulundurulmadığı gibi dava konusu taşınmazın miras bırakan … tarafından tapu kaydı maliklerinin satıcısı Rıfat Dedeoğlu’ndan satın alındığı ve …’den mirasçılarına intikal ettiği mahalli bilirkişi ve tanıklarca belirtildiği halde, bu yerin öncesinin Rıfat Dedeoğlu’na ait olduğu düşüncesi ile karar verilmesi de isabetsizdir. Doğru sonuca varılabilmesi için, Devlet Karayoluna ait kamulaştırma haritaları ve kamulaştırmaya ilişkin belgeler getirtildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle ve dayanakları olan tüm belgeler okunup, kayıtlarda yazılı sınırlar yerel bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişilerce gösterilemeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıkların zeminde gösterdiği sınırlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, uygulamada kamulaştırma haritalarından yararlanılmalı, paftada karayolunun doğusunda ark olarak gösterilen kısmın kadim ark olup olmadığı, dava konusu taşınmaz ile kuzey ve güneyinde yer alan parsellerin öncesinin kime ait olduğu hususunda mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, buna göre tapu kaydının güney ve kuzey sınırlarının uyup uymadığı, taşınmazı kapsayıp kapsamadığı, dava konusu taşınmazın öncesinin kime ait olduğu kesin olarak belirlenmeli, kamulaştırmanın kimden yapıldığı araştırılmalı, tapu kaydının taşınmazı kapsamadığı ve taşınmazın kök muris …’den kaldığının anlaşılması halinde davacının talebi göz önünde bulundurularak 1/8 pay ile sınırlı olarak davanın kabulüne karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
26.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.