Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/1710 E. 2013/2088 K. 20.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1710
KARAR NO : 2013/2088
KARAR TARİHİ : 20.03.2013

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “davanın kullanım kadastrosu sırasında tutanağın beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin değiştirilmesi talebine ilişkin olduğu, bu tür davalarda tespit maliki olan Hazinenin davaya dahil edilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 482 ada 1093 parselin fen bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve haritada (B) harfi ile gösterilen 319.197 metrekarelik kısım ile 482 ada 1094 (C) harfi ile gösterilen 414.843 metrekarelik kısımlarının davacı …’ün kullanımında olduğu şerhinin verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazinenin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle 482 ada 1093 parsel sayılı taşınmazla ilgili usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Mahkemece; davacının 482 ada 1094 parsel sayılı taşınmazın, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporu ve haritasında (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerinde fiilen zilyet olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Mahallinde yapılan keşifte davacı …’ün yeri ile davalının zilyet olduğu taşınmaz arasındaki sınırın ark olduğu belirtildiği halde ark sınırı ile tanıklar … ve … Şah tarafından ortak sınır olduğu beyan edilen, davalının evinin önündeki çıkıntı yeri fen bilirkişisi tarafından ibraz edilen haritada gösterilmemiştir. Rapor bu haliyle hüküm vermeye yeterli değildir. Hal böyle olunca mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan ilk tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olduğu belirtilen ark ve çıkıntı sınırı göstertilerek yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, davacı adına 264 parsel sayılı taşınmaz ile davalı adına fiili kullanım şerhi verilen 482 ada 1094 parsel sayılı taşınmaz arasındaki sınır belirlenmeli, yerel bilirkişi, tanık ve tespit bilirkişilerinden taşınmazın fiili kullanım durumu dikkate alınmak suretiyle kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında aykırılık bulunması halinde çelişki giderilmeye çalışılmalı daha sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde hükmü temyiz eden davalı …’a iadesine, 20.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.