YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1497
KARAR NO : 2013/1966
KARAR TARİHİ : 19.03.2013
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı … 11.05.2010 havale tarihli dilekçesi ile adına tescil edilen 250 ada 7 ve 34 parsellere dahil olan ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında yol olarak kadastro harici bırakılan taşınmazın 250 ada 7 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi istemi ile dava açmıştır. Yargılama aşamasında … hukuki durumunun etkileneceği iddiası ile davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı …’ın davasının kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 317, 48 metrekare yüzölçümündeki dava konusu yerin davacı adına tapuya tesciline, katılan …’ın davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve katılan … tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kadastro harici bırakılan taşınmazın belirtilen Sulh Hukuk Mahkemesi dosyasında adına tesciline karar verildiğini ancak uygulama kadastrosu sırasında kadastro harici bırakıldığını belirterek bu bölümün adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece, uygulama kadastrosu sırasında kadastro harici bırakılan dava konusu taşınmazın temyize konu bölümünün Aşkale Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/68 esas sayılı dosyasında davacıya ait 250 ada 7 parsele eklenmesine karar verilen bölüm olduğu ve davacı tarafından kullanıldığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davalı Hazine ise taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Uygulama kadastrosu, teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesi amacıyla yapılmakta olup önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir. Bu uygulama ile mülkiyet uyuşmazlıkları inceleme konusu yapılamaz. Somut olayda uyuşmazlık, uygulama paftasında tescil harici olarak gösterilen bölümün Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/68-185 Esas, Karar sayılı ilamı ile düzeltilen tesis kadastro paftasının yenilenmesinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı noktasındadır. Mahkemece önceki kadastro paftası ile hükmen 250 ada 7 sayılı parsel hakkında oluşturulan kadastro paftaları yöntemine uygun şekilde çakıştırılarak uygulanmamış, denetime imkan vermeyen soyut içerikli, yetersiz ve ne sıfatla görev yaptığı anlaşılamayan fen bilirkişinin raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Bu tür eksik inceleme, araştırma ve uygulama ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için
mahkemece, öncelikle denetime veri teşkil edecek ortofoto, tesis kadastrosu haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve 3 kişilik, harita mühendislerinden oluşacak teknik bilirkişilerin katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında önceki kadastro paftaları ile 250 ada 7 sayılı parsel hakkında hükmen oluşturulan kadastro paftaları çakıştırılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, yine kadastro paftaları ile 250 ada 29 sayılı parselin hükmen oluşan tapu kaydının dayanağı olan harita ve yenileme kadastro paftasının ölçekleri çakıştırılıp zemine uygulanmak suretiyle davaya konu edilen bölümün kadastro paftası ve mahkeme kararı ile oluşan haritaya göre durumu değerlendirilmeli, fen bilirkişisinden uygulama kadastrosuna esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişi raporunda, tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar ve “ada raporu” ile “uygulama tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılar yer almalı; ayrıca birincisi, ortofoto üzerinde tesis kadastrosuna ait harita ve hükmen oluşan yeni duruma ilişkin harita ile uygulama haritasını ada bazında, ikincisi çekişmeli taşınmazlar ve komşularını kapsar bazda ve üçüncüsü ise ilk tesis kadastro haritası ile çekişmeli taşınmazların zeminini çakıştırır bazda en az üç adet harita düzenlenmesi ve uygulama haritasında yanlışlık varsa, doğru sınırları gösterir harita tanzim edilmesi istenmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek dava edilen bölümle ilgili olarak yapılan uygulama kadastrosunun usulüne uygun olup olmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekili ve katılan …’ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde müdahil …’a iadesine, 19.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.