Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/14599 E. 2014/202 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14599
KARAR NO : 2014/202
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

MAHKEMESİ : GÖLE SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2013
NUMARASI : 2009/225-2013/163

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Y..K..çalışma alanında bulunan …. ada 2 ve 4 parsel sayılı 397,20 ve 510,95 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 2 sayılı parsel davalı Y.. İ.. adına tespit ve tescil edilmiş, 4 sayılı parsel davalı G.. İ.. adına tespit edilmiş, dava tarihinden sonraki tarihte satış yoluyla T..İ.. adına intikal etmiştir. Davacı Hazine, adına tescil edilen aynı ada 3 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün dayanak tapu kayıt miktarından az tespit ediliği, eksikliğin dava konusu taşınmazlarda kaldığı idddiasıyla tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların bulunduğu köye komşu köylerden yerel bilirkişi temin edilemediği, bu sebeple davacı Hazine’nin dayandığı tapu kaydı mahallinde uygulanamadığı gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Davacı Hazine, 14.10.1936 tarih ve 24 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak G.. İ.. ve Y.. İ.. aleyhine dava açmıştır. Dava konusu 4 sayılı parsel yargılama devam ederken satış yoluyla dava dışı Turgay İpek’e intikal etmiştir. 1086 sayılı HUMK’nın 186. ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 125. maddesi uyarınca, dava sırasında dava konusunun üçüncü kişiye devri halinde, davacının iki seçimlik hakkı bulunmaktadır. Buna göre davacı, davasını eski malike karşı tazminat davasına dönüştürebileceği gibi, devreden kişiye karşı olan davasından vazgeçerek davaya, yeni maliklere karşı devam edebilir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 31.05.2013 tarih 2012/1853 Esas, 2013/803 Karar sayılı ilamında da, “davada taraflardan birinin müddeabihi başkasına temlik ettiğini öğrenen mahkemenin, bu hali kendiliğinden gözeterek seçimlik hakkına binaen davacıdan talebini sorması ve davacının vereceği cevaba göre” işlem yapılması gerektiği açıklanmaktadır. Mahkemece, dava konusu 4 parsel sayılı taşınmaz yargılama sırasında üçüncü kişilere devredildiği halde, davacı Hazineye seçimlik haklarından hangisini kullanmak istediği sorulmamış; yeni malike karşı davaya devam etmek istemesi halinde, çekişmeli taşınmazları devralan kişilerin davaya dahil edilmeleri gerektiği üzerinde durulmamıştır. Mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek davaya, eski malike karşı devamla yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığı gibi dava konusu taşınmazların tapu kayıt malikleri arasında Köy Tüzel Kişiliği bulunmadığı, dolayısıyla taşınmazların bulunduğu köyün menfaatini etkileyen bir durum bulunmadığı halde yapılan keşifte komşu köylerden yerel bilirkişi dinlenmek suretiyle yapılan tapu kayıt uygulaması da yetersizdir. Mahkemece, davacı Hazine dayanağı ile komşu 1 parsel sayılı taşınmazın dayanağı tapu kayıtları ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleri, oluşum belgeleri ve varsa haritaları ile birlikte getirtilmemiş, keşif mahallinde hudutları okunmak suretiyle uygulaması yapılmamış, taşınmazlara yoldan sonra komşu olan parsel tutakları getirtilerek denetim yapılmamıştır. O halde doğru sonuca ulaşabilmek için; davacı Hazine’nin dayanağı ile aynı 1 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas tapu kayıtları ile yoldan sonra komşu olan taşınmazların kadastro tutanakları ile varsa ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleri, oluşum belgeleri ve varsa haritaları ile birlikte getirtilip dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde, yaşlı ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve teknik bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında davacı tarafın dayanağını oluşturan tapu kayıtları okunup kayıtlarda yazılı hudutlar yerel bilirkişilerce zeminde göstertilmeli ve teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtlarda yazılı olup, yerel bilirkişilerce zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazların kim ya da kimler tarafından ne şekilde kullanıldığı hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Yapılacak uygulamada tapu kayıtlarının revizyon gördüğü parseller varsa, kayıt kapsamlarının belirlenmesinde bu parseller de dikkate alınmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanları, komşu parsel tutanakları ve dayanakları kayıtlarla denetlenmeli; beraberde götürülecek teknik bilirkişiden uygulanan kayıtların kapsamını belirten, keşfi izlemeye imkan veren, ayrıntılı ve gerekçeli rapor ve kroki alınmalıdır. Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 27.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.