Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/14564 E. 2014/1381 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14564
KARAR NO : 2014/1381
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : . İCRA MAHKEMESİ

Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanıklar … beraatlerine ve 176.813.16 TL tazminatın sanıkların yetkilisi oldukları … İnşaat …den alınarak müştekiye verilmesine, karar verilmiş hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili ve sanık müdafii tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiş, Dairemizin 2013/4710-6171 Esas ve karar sayılı ilamıyla gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan kurulan hükmün onanmasına, tazminat istemine ilişkin kurulan hükmün ise bozulmasına karar verilmesi üzerine, davalı …vekilinin 19.08.2013 havale tarihli dilekçesiyle tashihi karar talebinde bulunmuş, Yargıtay C.Başsavcılığı tarafından tazminat yönünden dosya Daireye gönderilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
… 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/627-2010/11 sayılı kararı ile verilen sanıkların beraatlerine ve İİK’nun 89/4. maddesi gereğince hesaplanan 176.813.16 TL tazminatın davalı şirketten alınarak davacıya verilmesi kararı tazminat yönünden davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiş; ancak şirket yetkilisi sanıklar Hasan Tahsin ve… tarafından 02.06.2010 tarihli dilekçe ile “Temyiz istemlerinin bulunmadığını ve dosyanın biran önce Yargıtay’a gönderilmesini” talep etmişlerdir. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sırasında da 07.02.2011 tarih ve 2010/8241-2011/677 sayılı ilam ile sanıkların bu beyanı temyizden vazgeçme olarak kabul edilerek davalı vekilinin tazminata ilişkin temyiz istemi incelenmeyerek müşteki vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede cezalandırma isteği ile birlikte tazminat isteminde bulunulduğu davanın ceza mahkemesince görülmesi gerekirken hukuk mahkemesinde görülmesi isabetsizliğinden karar bozulmuş; Mahkemesince de bozma ilamına uyularak ve İcra Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda sanıkların beraatlerine ve tazminatın kabulüne dair verilen karar hem sanıklar vekili hem de müşteki vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce 04.06.2013 tarih ve 2013/4710-6171 sayılı ilamı ile “beraat kararının onanmasına, şirketin tazminata yönelik temyizi yönünden ise; önceki karar sanıklar tarafından temyiz edilmemekle karşı taraf lehine usulü muhtesap hak oluşturduğundan temyiz istemlerinin reddine, müşteki yönünden ise; Dava dilekçesinde gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğu tarihten itibaren faize hükmedilmesi talep edilmesine rağmen, bu konuda herhangi bir hüküm kurulmaması,
tazminat isteminin kabulüne karar verilmesine karşın, kendisini vekil ile temsil ettiren müşteki lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmemesi, yargılama giderleri hakkında herhangi bir karar verilmemesi yasaya aykırı bulunarak kararın bozulmasına karar verilmiş ise de; Mahkemece verilen ilk karar İcra Hukuk Mahkemesince verilmiş olup bu karara yönelik sanıkların temyizden vazgeçtikleri kabul edilerek davalı şirket temyizinin ise sanıkların temyizden vazgeçmeleri nedeniyle davalı vekilinin tazminata ilişkin temyiz istemi incelenmemiş ise de; gerçekte sanıkların vermiş oldukları dilekçeden beraat kararına ilişkin temyiz etmeme iradesinde oldukları, nitekim dosyanın bir an önce Yargıtay’a gidip gelmesi talebinin de vekillerinin tazminata ilişkin temyizinin bir an önce sonuçlandırılmasına yönelik olduğu halde Dairemizce davalı vekilinin temyiz istemi incelenmemiş, görevsiz mahkeme tarafından verilen kararın Dairemizce görevli icra mahkemesince yargılama yapılması gereği nedeniyle bozulması kararından sonra görevli Mahkemece verilen kararı temyiz eden davalı vekilinin tazminata ilişkin temyiz istemi, ilk kararın görevsiz mahkeme tarafından verilmesi nedeniyle bozulmasına karar verilmiş olması ve davalı vekilinin tazminata ilişkin temyiz talebinin incelenmemesi nedeniyle karşı taraf lehine müktesep hak oluşturmayacağından Dairemizin temyiz isteminin reddi kararı doğru bulunmamaktadır. Hal böyle olunca karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 04.06.2013 tarih 2013/4710 esas-2013/6171 sayılı kararının 2 numaralı bendinin ve müşteki vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan inceleme sonunda 1, 2 ve 3. numara ile gösterilen bölümlerinin bozma ilamından çıkartılarak kararın kaldırılmasına, yerine;
2- Tazminata ilişkin olarak kurulan ….’nin ve müşteki vekilinin kurulan hükme yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Mahkemece yaptırılan ilk bilirkişi incelemesi sonunda dosyaya ibraz edilen 23.08.2007 tarihli bilirkişi raporunda; takip borçlusu Bor Nak. Harfiyat Ltd. Şti’nin davalı .. Şti.ne harfiyat işi yaptığı, harfiyat işleri karşılığı olmak üzere 3 adet 1.784.218.20 TL tutarlı fatura düzenlenerek takip borçlusu şirketin … Şirketinden alacağının bulunduğu, borçlu şirketin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tastiklerinin yapıldığı, davalı şirket defterlerinin ise kapanış tastiklerinin bulunmadığı, bu faturanın her iki şirket kayıtlarında da mevcut bulunduğu, bu borcun 887.920.00 TL’sinin davalı şirket tarafından muhtelif vadeli çeklerle Bor Nak. Şirketine ödeme yapıldığı, ödemelerin davalı şirket kayıtlarında bulunduğu ancak borçlu Bor Nak. Şirketin kayıtlarında olmadığı, yine borcun kalan 896.297.50 TL’sinin davalı Şaryapı tarafından borçlu şirkete verilen yakıt ve yemek bedeli olarak düzenlenen fatura ile ödendiği, bunun da sadece davalı şirket kayıtlarında bulunduğu, sonuç olarak 3.şahıs olan … Şti.ye 1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 05.10.2006 tarihi itibariyle borçlu Bor Nak. Harfiyat Ltd. Şirketine borcunun bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkemece alınan 22.12.2008 tarihli bilirkişi raporunda aynı olaylardan söz edilerek şantiyeden verilen akaryakıt ve yemek bedeli toplam 896.297.50 TL’nin borçlu şirket defterlerinde kayıtlı olmadığından akaryakıt teslimi yapılıp yapılmadığının belirlenebilmesi için araç plakalarının da bulunduğu teslim-tesellüm belgelerinin bulunmadığı, yemek bedeli olarak yapılan teslimle ilgili belgelerin yer almadığı bu nedenle faturanın muhteviyatı olan şantiyeden verilen akaryakıt ve yemek bedellerinin dava dışı takip borçlusu Bor Nak. Şirketi tarafından alındığının tespit edilemediği, belge ibraz edildiğinde yeniden değerlendirileceği belirtilmiştir. Bu kez hükme de dayanak yapılan ve üç kişilik öğretim üyesinin düzenlediği 27.07.2009 tarihli raporda ise, Borçlu şirket ve davalı şirket defterlerine kayıtlı yapılan harfiyata ilişkin davalı şirketin takip borçlusu şirkete toplam 1.784.218.20 TL borcunun bulunduğu, 2006 yılı ticari defterlerde tahsilat
görünmediği, muhtelif vadeli çeklerle yapılan toplam 887.920,00 TL ödeme hakkında sağlıklı karar verebilmek için çeklere ait bilgilerin ilgili bankadan istenilip çeklerin kimler tarafından çekildiğinin tespiti gerektiği, zira düzenlenen tahsilat makbuzları ile çekler arasında miktarsal olarak uyumsuzluk bulunduğu, yine davalı şirketin borçlu.. Şirketine 27.09.2006 tarihinde düzenlediği fatura ile şantiyeden verilen 729.423.73 TL akaryakıt ve 30.150.42 TL yemek bedeli olarak toplam 896.297.50 Tl faturanın borçlu şirket kayıtlarında yer almadığı, bu kadar yüksek miktardaki bir tutar ve işlem için sevk irsaliyesinin olmadığı, borçlu şirket tarafından düzenlenen teslim alındığına dair imzalı bir teslim fişi veya tutanağın imzalanması gerektiği halde bulunmadığı, ayrıca her araç için üzerinde plakası yazılan ve ilgili araç sürücüsü tarafından imzalanan bir teslim ve tesellüm fişinin bulunması gerektiği, akaryakıt teslimi yapıldığı dönemde borçlu şirket üzerinde araç gözükmediği, aktifinde araç bulunmayan bir firmaya yapılan akaryakıt teslimlerinin imkansız olduğu, ayrıca borçlu şirketin o tarihte defter kayıtlarında işçilik gideri olarak 2.584.20 TL görülmekle borçlu şirkete o dönemde az sayıda işçinin çalıştığı, bu kadar büyük miktarda yemek tüketilmesinin mümkün olmadığı, davalı şirketin ticari defterlerinin yıl sonu kapanışlarının yapılmamış olduğundan ticari defterlerin kesin delil hükmünde olmadığı yönünde rapor düzenlemişlerdir. Böylece dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporları birbiriyle çelişkili olduğu gibi hüküm vermeye de yeterli bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; Birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği 05.06.2006 tarihi itibariyle üçüncü şahıs … asıl borçlu Bornak İnşaat Limited Şirketine kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığı hususunun tespiti için bilirkişi raporunda eksiklik olarak belirtilen muhtelif tarihli 887.920,00 TL’nin ödenmesine ilişkin çeklerin kimler tarafından çekildiğinin tespiti için çeklere ait bilgilerin ilgili bankadan istenilmesi, akaryakıt ve yemek bedeline ilişkin varsa sevk irsaliyesi, teslim fişi veya tutanağının da ibraz edilmesi istenilerek yeniden uzman bilirkişilerden rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile tazminata hükmedilmesi;
Kabule göre de;
1- Dava dilekçesinde gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğu tarihten itibaren faize hükmedilmesi talep edilmesine rağmen, bu konuda herhangi bir hüküm kurulmaması,
2- Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, tazminat isteminin kabulüne karar verilmesine karşın, kendisini vekil ile temsil ettiren müşteki lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmemesi,
3- Yargılama giderleri hakkında herhangi bir karar verilmemesi,
Yasaya aykırı olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi BOZULMASINA, 17.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.