YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14526
KARAR NO : 2014/687
KARAR TARİHİ : 04.02.2014
MAHKEMESİ : PALU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2013
NUMARASI : 2011/133-2013/15
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu B.. Köyü çalışma alanında bulunan 173 ada 12 parsel sayılı 3769,89 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar A.. P.., M.. S.. K.., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile fen bilirkişisinin 21.12.2012 havale tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 110,03 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davacı M.. S.. K.. adına, (B) harfi ile gösterilen 150,23 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 281,32 metrekare yüzölçümündeki bölümlerin davacı A.. P.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı M.. S.. K.. ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın Hazine adına tespit ve tescil edildiği ancak bir bölümü üzerinde davacı M.S.. K.., birleşen dosya davacısı A.. P.. ve dava dışı B.. D..’in hak sahibi olduğu, adı geçen kişilerin dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde 20 yılı aşkın zilyetlikleri bulunduğu, 09.11.2012 tarihli keşifte tanık olarak dinlenen B.. D..’in imzalı beyanı ile çekişmeli taşınmaz bölümünün yarı payının kendisine ait olduğu ve payını birleşen dosya davacı A.. P..’a devrettiği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurumaya yeterli değildir. Zira davacı M.S.. K.. ile birleşen dosya davacı A.. P..’ın zeminde farklı yerler kullanıp kullanmadığı tereddüte yer vermeyecek bir şekilde belirlenmediği gibi, dava dışı tanık B.. D..’in kullandığı ve birleşen dosya davacı A.. P..’a devretiği kabul edilen bölümün neresi olduğu da net bir şekilde belirlenmemiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için yöreyi iyi bilen, olabildiğince yaşlı, taraflarla yakınlığı ve husumeti bulunmayan mahalli bilirkişi, taraf tanıkları hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılarak, davacı ve birleşen dosya davacının çekişmeli taşınmaz üzerinde farklı yerlere kullanıp kullanmadıkları, kullanıyorlar ise ne zamandan beri ne şekilde zilyet ettikleri, bu taşınmaz bölüm ya da bölümlerinin imar ve ihya edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, dava dışı B.. D..’in zeminde kullandığını ve birleşen dosya davacı Ahmet’e deverettiğini iddia ettiği bölümün neresi olduğu, ne zamandan beri ne şekilde zilyet edildiği mahalli bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı bir şekilde sorularak, bu hususlar tereddüte yer vermeyecek şekilde netleştirilmeli, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme de yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
04.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.