Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/14368 E. 2014/4745 K. 18.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14368
KARAR NO : 2014/4745
KARAR TARİHİ : 18.04.2014

MAHKEMESİ : BİSMİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2013
NUMARASI : 2010/227-2013/547

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı; 32 sayılı parselden ifrazen oluşan ve kayden maliki olduğu. parsel sayılı taşınmazına komşu 31 sayılı parselde yapılan idari işlem sırasında yeni koordinatlar tespit edilerek . ada 1, . ada 1, 2 ve 3 sayılı parsellerin oluşturulduğunu, ancak eski ve yeni koordinatlar çakıştırıldığında arada fark olup, aleyhine hak kaybının söz konusu olduğunu ve bu nedenle de 424 sayılı parselinin önceki koordinatlarına göre tespit ve tescili gerektiğini ileri sürerek; yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; davalı Ş.. Y..’e açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine; dava konusu B. İlçesi T. Köyü 574 ada 1 parselde Mustafa oğlu A.. Y.. adına yapılan ifraz işlemi, . ada 1 parsel nolu taşınmazda Mustafa oğlu A.. Y.. adına yapılan ifraz işlemi, 575 ada 2 parsel nolu taşınmazda Mehmet oğlu B.. S.. adına yapılan ifraz işlemi, 575 ada 3 parsel nolu taşınmazda Süleyman oğlu H.. K.. adına yapılan ifraz işleminin iptali ile; ifraz öncesi durumdaki eski haline iadesine” şeklinde karar verilmiş; hüküm, davalılar H.. K.. ve B.. S.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Hemen belirtilmelidir ki, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğu söylenemez. Dava konusu taşınmazların ilk tesislerinden itibaren tedavüllü tapu kayıtlan (geldi ve gitti kayıtları denetlenebilir ve tüm intikalleri gösterir biçimde kütük sayfaları) ve kayıtların dayanakları olan belgeler (ifraz ve kamulaştırma belgeleri, vs) getirtilmemiş; taşınmazların ne gibi işlemlere tabi tutuldukları, kimden kime ne şekilde intikal ettiği belirlenmemiş; yine kadastral pafta, ifraz ve kamulaştırma krokileri ile imar paftası getirtilerek ve yerinde uygulanarak, davacının parselinin sınırları (davacının zeminde gösterdiği yer şeklinde değil, anılan paftalara göre gerçek çapı) ortaya konulup, çakıştırmalar yapılarak, üzerinde sonradan farklı bir parsel oluşturulup oluşturulmadığı ve nedenleri (kayma, ifraz, kamulaştırma veya imar uygulaması gibi) kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulmamış; yapılan keşif sonucu elde edilen bilirkişi heyeti raporu ile ek raporu arasında miktarlar (yüzölçümler) itibariyle çelişki olup, bu çelişki dahi giderilmeksizin neticeye gidilmiştir. Hal böyle olunca; dava konusu taşınmazların ilk tesislerinden itibaren tedavüllü tapu kayıtlarının ve dayanak belgelerinin getirtilmesi,
ayrıca kadastral ve imar paftaları ile ifraz ve kamulaştırma krokilerinin temin edilmesi, yerinde üç kişilik harita mühendisi sıfatını haiz bilirkişi heyeti aracılığıyla keşif yapılarak somut olayın açıkça ortaya konulması, çelişkilerin giderilmesi, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Öte yandan, kabule göre de, dava dilekçesinde, 31 sayılı parselin ifraz edildiği şeklinde ifade edilen, ancak dosyaya getirtilen belediye encümen kararlarından kısmen imar uygulaması yapıldığı anlaşılan işlemin iptaline yönelik talepte bulunulmadığı halde ifraz işleminin iptaline karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, kaldı ki, böyle bir istemde bulunulmuş olması halinde dahi, idari işlemin iptali davasında İdari Yargının görevli olduğu da tartışmasızdır. Diğer yandan, davalı Şakir yönünden pasif husumet söz konusu olduğu halde aktif husumet şeklinde nitelendirilerek hüküm kurulmuş olması da isabetsiz ise de, temyiz edenlerin sıfatlarına göre bıı husus bozma nedeni yapılmamıştır Davalılar H.. K.. ve B.. S.. vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, peşin alınan nispi karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
18.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.