YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14306
KARAR NO : 2014/1755
KARAR TARİHİ : 27.02.2014
MAHKEMESİ : KASTAMONU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2013
NUMARASI : 2011/246-2013/317
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Ç.. B.. ve arkadaşları vekili, S.. Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda S..Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine açılan davanın reddine, davalılar Hazine ve İ.. B.. aleyhine açılan davanın kabulü ile, S.. Mahallesinde kadastro tespiti sırasında yol olarak bırakılan fen bilirkişilerinin 15.06.2012 tarihli rapor ve krokilerinde (C) harfi ve sarı renk ile boyalı 174,11 metrekarelik kısmın, 407 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacılar adına olan tapu kaydının iptali ile yeni parselin 412 adanın son parsel numarası verilerek vasfının ahşap iki katlı ev, ahşap samanlık, harabe dükkan ve bahçesi ile 1.900,25 metrekare olarak davacılar adına (veraset ilamındaki hisseleri oranında) tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davalı İ.. B.. temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın özel mülkiyete konu tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve davacı taraf lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacılar adına tescile karar verilen (C) harfi ile gösterilen bölümün, davacılar adına tapuya kayıtlı dava dışı 407 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki bahçenin devamı mı yoksa yol niteliğinde mi olduğu yönünden yeterli araştırma yapılmamış, mahallinde yapılan keşfe ziraat bilirkişi götürülmemiş, taşınmaz belediye sınırları içerisinde olmasına rağmen imar planı kapsamında olup olmadığı araştırılmamıştır. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığı ve imar planı kapsamı içerisindeyse hangi tarihte imar planı sınırları içine alındığı ile bu imar planının niteliği ve kesinleşme tarihi saptanmalı, mahallinde fen bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulunun katılımıyla keşif yapılarak; çekişmeli taşınmazın niteliği ve imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin süresi ve niteliği konusunda bilimsel verilere dayalı raporlar alınmalı ve tanıklar ile yerel bilirkişi beyanları denetlenmeli, tüm deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Ayrıca tescile ilişkin davalarda, sicil oluşturulurken, adına tescil hükmü kurulan tarafların, karışıklığa yol açmayacak şekilde kimlik bilgilerinin ve paylarının gösterilmesi zorunludur. Somut olayda mahkemece verilen kararın hüküm sonucu bölümünde, lehine tescil kararı verilen tarafların isimleri yazılmadığı gibi, adlarına hangi oranda pay tescil edileceği açıklanmamıştır. Bu şekilde infazı kabil olmayan, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar belirlenmediği için denetime de açık bulunmayan nitelikte karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, yasal hasım durumunda olan davalılar aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi de isabetsiz olup, davalı Hazine vekili ve davalı İ.. B.. temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden İ.. B..na iadesine, 27.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.