YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14255
KARAR NO : 2014/1054
KARAR TARİHİ : 11.02.2014
MAHKEMESİ : ÇORUM KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2013
NUMARASI : 2012/8-2013/2
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında, B.. Köyü çalışma alanında bulunan ve davacı H.. B.. adına tapuda kayıtlı olan eski 197, 198 ve 199 parsel sayılı 6500, 7500 ve 7200 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, 133 ada 54, 55 ve 56 parsel numaralarıyla ve 6318.16, 7104.99 ve 7026,14 metrekare olarak tespit edilmiştir. Davacı H.. B.., uygulama kadastrosu ile dava konusu taşınmazların eksik ölçüldüğü iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın husumetten reddine ve dava konusu 133 ada 54, 55 ve 56 parsel sayılı taşınmazların, tutanak asılları ve dayanak belgelerinin tespit gibi tescil işlemi yapılmak üzere Kadastro Müdürlüğüne geri gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir
Mahkemece, Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmediği gibi yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. İlgililer tarafından, uygulama kadastrosu sonucu yapılan işlemlere karşı 30 günlük askı ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesinde açılacak davada, uygulama kadastrosunun yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebilecektir. Bu tür ihtilaflarda “lehine sınır değişikliği yapılan kişi”den maksat, davacı tarafın taşınmazındaki eksilmenin aksine, taşınmazının yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmaz malikleridir. Ancak, uygulama kadastrosunun sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan bir kişi ya da kişilerin bulunmaması halinde ise, Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebilecektir. Mahkemece, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde keşif yapılmamış, tesis paftası ile uygulama paftası çakıştırılmak suretiyle eksikliğin nereden kaynaklandığı teknik bilirkişilerce belirlenmeksizin, husumet esas alınmak suretiyle bir karar verilmiştir. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırma ile karar verilemez. O halde doğru sonuca ulaşabilmek için, yerel bilirkişi ve taraf tanıkları hazır olduğu işin esasına girilerek mahallinde yöntemine uygun şekilde keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerine göre taşınmazın sınırları belirlenmeli, teknik bilirkişiden tesis paftası ile uygulama paftası çakıştırılmak suretiyle eksikliğin nereden kaynaklandığını gösterir rapor tanzim edilmesi istenilerek, taşınmazın uygulama kadastrosu sonucu oluşan yüzölçümü ile önceki yüzölçüm farkının hesaplama yönteminden kaynaklandığının anlaşılması halinde davanın Kadastro Müdürlüğü’ne yöneltilmiş olması yeterli görülerek davanın esastan reddine karar verilmeli; taşınmazın yüzölçümündeki eksilmenin komşu parsellerden kaynaklandığının belirlenmesi halinde komşu parsel maliklerinin, eksikliğin tescil harici taşınmazlar yönünde olduğunun anlaşılması halinde ise Hazine veya ilgili tüzel kişilerin davaya dahil edilmesi için davacı tarafa olanak verilmeli ve 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi uyarınca yöntemince taraf koşulu sağlandıktan sonra davanın esasına girilerek bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.