Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/14213 E. 2014/29 K. 17.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14213
KARAR NO : 2014/29
KARAR TARİHİ : 17.01.2014

MAHKEMESİ : SİLİFKE KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2013
NUMARASI : 2011/26-2013/34

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Ö.. Köyü çalışma alanında bulunan….. ada 347 parsel sayılı 5316,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla davalı H.. Ş.. ve A.. Ö.. (E..) adlarına tespit edilmiştir. Davacı S.. S.. ve arkadaşları, satın alma, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı S.. S.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın dayandığı harici satış senetlerinde gösterilen mevkinin çekişmeli taşınmazın bulunduğu mevkiye uymadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı taraf, çekişmeli taşınmazın, 16.9.1952 ve 18.3.1962 tarihli satış senetleri nedeniyle babaları B..A..S..’e ait olduğunu, 2008 yılında B..A..’nin ölümü ile taşınmazın kendilerine kaldığını, mirasçılardan Ömer S..’in, 13.2.2010 tarihli senet ile hissesini davacılardan S.. S..’e sattığını ileri sürerek dava açmıştır. Davalılar, taşınmazın annelerinden miras yoluyla kendilerine intikal ettiğini ileri sürmüşlerdir. Mahkemece yerel bilirkişi dinlenmeksizin, yapılan keşifte dinlenilen davacı tanıkları çekişmeli taşınmazın uzun zamandır davacı tarafın miras bırakanı Bayram A..S.. tarafından kullanıldığını, davalı tanıkları ise taşınmazın davalı tarafın annesine ait olduğunu, 3-4 yıl önce ölümüyle davalılara kaldığını beyan etmişlerdir. Taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetlik hakkında tanık beyanları arasındaki çelişkiye rağmen bu çelişki giderilmeden, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, davacı taraf yararına zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği saptanmadan hüküm kurulması isabetli olmamıştır. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için, çekişmeli taşınmaz başında önceki keşifte dinlenilen taraf tanıklar ile birlikte mahkemece yeniden seçilecek elverdiğince yaşlı ve dava konusu taşınmazın bulunduğu yeri iyi bilen ve davada yararı bulunmayan yerel bilirkişilerin katılımı ile mahallinde yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, çekişmeli taşınmazın kadastro tespit tarihine kadar ne zamandan beri hangi sebeple ve kim tarafından kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bu suretle çekişmeli taşınmazın öncesinin hangi tarafın murisine ait olduğu duraksamasız saptanmalı, tespite aykırı sonuca varılması halinde tespit bilirkişileri de tanık sıfatıyla taşınmaz başında dinlenmeli, tutanağa aykırı beyanda bulunmaları durumunda ise sebebi sorulmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleşme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı S.. S..’in temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 17.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.