YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14174
KARAR NO : 2014/2207
KARAR TARİHİ : 07.03.2014
MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2013
NUMARASI : 2008/317-2013/221
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro Müdürlüğünce, 3402 sayılı Kadastro Kanun’nun 41. maddesi uyarınca re’sen yapılan düzeltme işlemi sırasında, Küçükçekmece Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda sırasıyla A.Tekstil Ltd. Şti, M. Ö., M.. T.. ve arkadaşları adına kayıtlı olan …, … ve … parsel sayılı 464,65; 318,00 ve 517,77 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, 454,79; 327,51 ve 511,79 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenerek tapu kaydında düzeltme yapılmasına karar verilmiştir. Davacı M. Ö. düzeltme işlemi sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün arttığı ancak inşaat faaliyet alanının daraldığı gerekçesiyle Kadastro Müdürlüğünce yapılan düzeltme işleminin iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı M. Ö. vekilinin temyizi üzerine Mahkemenin ek karar ile temyiz talebinin süre yönünden reddine karar verilmiş; ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 09.05.2013 tarihinde tebliğ edilen kararın davacı tarafından 27.05.2013 tarihinde temyiz edilmesi nedeniyle temyiz talebinin süre yönünden reddine karar verilmiş ise de; gerekçeli karar Gaziosmanpaşa Merkez Mahallesi muhtarına tebliğ edilmiş olup bilgisine başvurulan S. K.’un imzası alınmadığı gibi imzadan imtina ettiğine dair bir ibare de bulunmadığından yapılan tebliğat usulsüz olup davacının kararı temyiz tarihinde öğrendiği anlaşıldığından Mahkemenin 26.09.2013 tarihli temyiz talebinin süre yönünden reddine ilişkin ek kararının bozularak kaldırılmasına;
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. Kadastro Müdürlüğünce re’sen 6011 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünde teknolojik yöntem farklılığından kaynaklı hata olduğu gerekçesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi gereği düzeltme işlemi yapılmıştır. Mahkemece yapılan işlemin doğru olduğu kabul edilerek davanın reddi yönünde hüküm kurulmuş ise de; hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda taşınmazın 1973 yılında yapılan ifraz haritasının teknik hata içerip içermediği denetlenmediği gibi çekişmeli taşınmazın yüzölçümündeki artışın neden kaynaklandığı, sınırlarında meydana gelen değişikliğin ifraz haritasından mı yoksa tesis kadastrosunda yapılan sınırlandırma ve sayısallaştırma hatasından mı kaynaklandığı, teknolojik yöntem farklılıklarının neler olduğu ve hatanın nereden kaynaklandığı denetime açık olarak gösterilmemiştir. Yetersiz rapora dayanılarak hüküm verilemez. Doğru sonuca ulaşabilmek için mahkemece, ilk tesis kadastrosuna ait ölçü krokisi ve hesap çizelgesi, denetime veri teşkil edecek ortofoto, ilk tesis kadastrosunun yapıldığı tarihlere en yakın tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları, tesis kadastrosu paftası, varsa kadastrodan sonra 1973 yılında yapılan ifraz haritaları getirtilmeli bu şekilde dosya keşfe hazır hale getirilmelidir. Bundan sonra mahallinde, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişi, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan ilk tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, fen bilirkişisinden düzeltme işlemine esas teşkil eden bilgi ve belgeler, otrofoto, hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları ve memleket haritaları ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak düzeltme işleminin denetlemesi istenmelidir. Alınacak fen bilirkişi raporunda, ilk tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların yüzölçümleri ya da sınırları itibariyle zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, 1973 yılında yapılan ifraz haritalarında hata bulunup bulunmadığı, düzeltme işlemi sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği, düzeltme işlemi sırasında hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar bilimsel yöntemlerle ve denetime elverişli olacak şekilde açıklanmalı, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılara yer verilmelidir. Ayrıca fen bilirkişisinden, çekişmeli taşınmazı, komşu parselleri ile birlikte konumunu gösterecek şekilde ilk tesis ve düzeltme işlemi sonucu oluşan haritaların hava fotoğrafı, uydu fotoğrafı ve ortofoto üzerinde çakıştıran denetime elverişli harita düzenlenmesi istenmelidir. 1973 yılında yapılan ifraz haritalarının teknik hata içermediğinin anlaşılması halinde taşınmazların sınırlarını değiştirecek şekilde düzeltme kararı verilemeyeceği de göz önünde bulundurularak toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönlerden bir araştırma yapılmaksızın eksik incelemeyle karar verilmesi isabetsiz olup, davacı Mehmet Öztürk vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 07.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.