Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/14157 E. 2014/57 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14157
KARAR NO : 2014/57
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

MAHKEMESİ : TORUL SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2013
NUMARASI : 2011/37-2013/62

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, Altınpınar Beldesi çalışma alanında bulunan … ada 46 parsel sayılı 955,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle E.. D.. adına tespit hükmen tapuya tescil edilmiştir. Davacı F.. A.., tapu kaydına miras yoluyla gelen hakka ve paylaşıma dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında C..H..A.. vasisi, tapu kaydına ve paylaşıma dayanarak çekişmeli taşınmazın 216 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptal edilerek C..H.. A.. adına tescili istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı F.. A..’ın davasının kabulüne, katılan davacının davasının reddine, çekişmeli taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, katılan davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, müdahil davacı tarafından daha evvel Kadastro Mahkemesinde aynı taşınmaz hakkında açılan davanın esastan reddedildiği ve bu kararının davayı sona erdiren kesin hüküm niteliğinde olduğu kabul edilerek müdahil davacının davasının reddine karar verilmiştir. Kesin hükmün varlığından söz edebilmek için iki davanın taraflarının, konusunun ve sebebinin aynı olması gerekir. Torul Kadastro Mahkemesi’nin 2001/49 Esas ve 2010/200 Karar sayılı dosyası ile birleşen 2001/56 Esas sayılı dosyasında davacı olan C..H.. A.., “irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği” hukuki sebebine; eldeki davada ise “tapu kaydına” dayanmıştır. Davacı, her iki davada farklı hukuki sebebe dayandığına ve önceki davada tapu kaydı tartışılmamış olduğuna göre kesin hükmün varlığından söz edilemez. Mahkemece, hatalı değerlendirme sonucu kesin hükmün varlığından söz edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Eldeki davada, müdahil davacının dayandığı tapu kaydı ile davacının dayandığı tapu kaydının aynı kök tapudan ifrazen gelen tapu kayıtları olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için, ortada kesin hüküm bulunmadığı dikkate alınarak tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının ifraz haritalarının bulunup bulunmadığı, müdahil davacının tutunduğu tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda deliller toplanıp işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Müdahil davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 22.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.