Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/14155 E. 2014/2550 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14155
KARAR NO : 2014/2550
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

MAHKEMESİ : KOYULHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2013
NUMARASI : 2008/280-2013/111

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sonucu çalışma alanında bulunan … ada 19 parsel sayılı 726.09 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı R. T. ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı T.. T.., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın bir bölümünün tapusunun iptali ile F.. T.. mirasçıları adına payları oranında tapuya tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 265.45 metrekarelik bölümün tapusunun iptali ile dosya içerisinde bulunan veraset ilamındaki payları oranında F.. T.. mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm, davalı Y.. T.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmaz, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hasan oğlu Fehmi mirasçılarından T.. T.., kök muris Hasan’ın mirasçısı olduğunu ileri sürerek davalılar adına oluşan tapu kaydının kısmen iptali ve babası Fehmi’nin zilyet olduğu bölümün Fehmi mirasçıları adına payları oranınıda tapuya tescili istemi ile dava açmıştır. Davalılardan Y.. T..; kök muris Hasan’ın ölümünden sonra terekesinin taksim edildiği ve çekişmeli taşınmazın kendi miras bırakanı Zehni’ye düştüğü savunması ile açılan davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda kök muris Hasan’ın ölümünden sonra mirasçıları arasında terekesinin taksim edildiği, fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 265.45 metrekarelik bölümün davacının babası Fehmi’ye bırakıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, bu bölümün dosya içerisinde bulunan veraset ilamındaki payları oranında Hasan oğlu F.. T.. mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve değerlendirime dosya kapsamına uygun düşmemiştir. İddianın ileri sürülüş biçimine göre; davacının da taksime dayanarak Fehmi mirasçıları adına tescil isteminde bulunmuş olduğunun kabulü zorunludur. Ne var ki mahkemece, Fehmi terekesine göre 3. kişi durumunda olan davalılara karşı davanın F.. T.. mirasçıları adına yürütülebilmesi için davacı dışındaki diğer mirasçıların davaya muvafakat etmeleri ya da Fehmi terekesine temsilci atanarak dava şartının sağlanması gerekir. Mahkemece bu husus üzerinde durulmadan esasa girilerek hüküm kurulmuştur. Dava şartı sağlanmadan esasa girilemez. Hal böyle olunca Mahkemece öncelikle, davacıya diğer mirasçıların davaya muvafakatlerini sağlamak veya terekeye temsilci atanması için süre verilmelidir. Bu şekilde taraf teşkili sağlandığında davaya devamla mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişi ve taraf tanıkları huzuru ile keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve tarafların delil listelerinde isimleri yazılı tüm tanıklar ayrı ayrı dinlenilip bu şahıslardan kök muris Hasan’ın ölümünden sonra taraflarca varlığı iddia ve kabul edilen taksimde çekişmeli bölümün kime isabet ettiği, taksimden sonra bu bölümün kim tarafından ne suretle kullanıldığı, daha önce yapılan keşifte davacı Turan’ın yurtdışına çıktığı tarihten itibaren taşınmazı bir kısım davalıların kullandığı belirtildiğine göre; kullanımın tespit tarihine kadar ne kadar süre ile ve ne sıfatla sürdürüldüğü etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, böylelikle temyize konu taşınmaz bölümünün taksime uygun şekilde kullanılıp kullanılmadığı, kullanım taksime uygun değilse, kullanan taraf yararına kadastro tespit tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece taraf koşulu sağlanmadan esasa girilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Y.. T.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.