YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14144
KARAR NO : 2014/806
KARAR TARİHİ : 06.02.2014
MAHKEMESİ : SİNANPAŞA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2012/421-2013/395
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Y.. Köyü çalışma alanında bulunan 139 ada 86 parsel sayılı 420841,42 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın bir bölümünün tapusunun iptali ve adlarına tescil istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 139 ada 86 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi A.. A.. tarafından tanzim edilen 05.09.2013 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 114.42 metrekarelik bölümünün tapusunun iptali ile davacı M.. S..’ya ait 139 ada 33 parsel numaralı taşınmaza eklenmek suretiyle adına tapuya tesciline, yine çekişmeli 139 ada 86 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi A.. A.. tarafından tanzim edilen 05.09.2013 tarihli raporunda (B) harfi ile gösterilen 334.24 metrekarelik bölümünün tapusunun iptali ile davacılar Emine, Suvel ve H.. G..’e ait 139 ada 34 parsel numaralı taşınmaza eklenmek suretiyle adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastro tespitinden önceki haklara dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacılar, çekişmeli 139 ada 86 parsel sayılı taşınmazın belirli bölümleri hakkında irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Davalı Hazine; kadastro tespitinin ve buna dayanılarak yapılan tescil işleminin doğru olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümlerinin davacıların murisleri tarafından 1978 yılında Köy Tüzel Kişiliğinden satın alındığı ve satış kararlarındaki sınırların gerçeği yansıttığı kabul edilerek fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 114.42 metrekarelik bölümünün tapusunun iptali ile davacı M.. S..’ya ait 139 ada 33 parsel numaralı taşınmaza eklenmek suretiyle adına tapuya tesciline, yine çekişmeli 139 ada 86 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi A.. A.. tarafından tanzim edilen 05.09.2013 tarihli raporunda (B) harfi ile gösterilen 334.24 metrekarelik bölümünün tapusunun iptali ile davacılar Emine, Suvel ve H.. G..’e ait 139 ada 34 parsel numaralı taşınmaza eklenmesi suretiyle tapuya tescili yönünde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, davacıların dayandığı satın almaya ilişkin köy karar defterinde alıcı olarak adı geçen kişiler ile davacılar arasındaki ilişki nüfus kayıtları ile belirlenmemiş, adı geçen alıcıların başka mirasçıları olup olmadığı üzerinde durulmamıştır.
Mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğu, kimin kullanımında bulunduğu, satış işleminin söz konusu olup olmadığı, imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise tamamlanma tarihinden tespit tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde belirtilen şartların davacılar yararına gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgiler alınmamış, uzman fen bilirkişi ve ziraatçi bilirkişiden alınan raporların keşfi izlemeye elverişli olmadığı, ziraatçi raporunun dava konusu fen bilirkişisi raporunda (A) ve (B) ile gösterilen bölümlerine yönelik olmadığı davacılar adına tescilli 139 ada 33 ve 34 nolu parsellere yönelik olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca, davacılar ve miras bırakanları adına aynı çalışma alanında belgesizden tespit ve tescil edilen yerlerin belirlenmesi için mahkeme yazı işlerinden, kadastro ve tapu müdürlüklerinden sorgulama yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tamamının onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilmeli, davacıların dayandığı satın almaya ilişkin belgelerin mülki amirlikte olup olmadığı sorularak var ise satışa ilişkin tüm belgelerin onaylı örnekleri temin edilmeli, davacıların miras bırakanı olan ve satın alma işlemini gerçekleştirdiği belirtilen A..G.. ve H..Y..’in verasete esas nüfus kayıtları getirtilerek başka mirasçıları olup olmadığı ve davacılar ile ilişkileri belirlenmelidir. Dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ve uzman fen bilirkişisi ile ziraat mühendisi bilirkişi bulunduğu halde keşif icra edilmelidir. Taşınmaz başında icra edilecek keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, davacıların iddia ettiği gibi satın alma işlemi olup olmadığı, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, fen bilirkişinden dava konusu taşınmaz bölümlerini ve her bir bölümün kimin iddiasına konu olduğunu gösteren keşfi izlemeye elverişli rapor alınmalı, yine ziraatçi bilirkişiden davaya konu bölümlerin niteliği hususunda yöntemine uygun şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, davacılar ve miras bırakanları adına belgesiz olarak tespit edilmiş taşınmaz bulunup bulunmadığı ilgili mercilerinden sorulmalı, var ise taşınmazların onaylı tutanak örnekleri getirtilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 06.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.