Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/14112 E. 2014/240 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14112
KARAR NO : 2014/240
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

MAHKEMESİ : KASTAMONU KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2008/312-2013/4

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında H.. K.. çalışma alanında bulunan temyize konu …ada 54, 124 ada 8, 27, 28 ve … ada 4 parsel sayılı 383.29, 1398.60, 577.62, 644.53 ve 101.72 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar Hamdi, Kahraman ve Ş.. Ç.. ile davacılar murisleri Tevhide, Döndiye ve Y… (Ç..) Kepenek adına 1/6’şar paylı olarak tespit edilmiştir. Davacılar F.. K.. ve S… S.., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazlarda davalılar adına tespit edilen payların iptali ile murislerinin mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazların tespitinin iptaliyle eşit paylı olarak T.. Ç.., D..A… ve Y..(Ç…) Kepenek adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı H.. Ç.. tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar çekişmeli taşınmazların öncesinde murisleri olan H.. Ç..’den mirasçıları olan annelerine kaldığını, bu nedenle davalılar adına tespit edilen payların iptaliyle annelerinin tüm mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı Hamdi; çekişmeli taşınmazların kök muris Bekir’den yarı hissesinin davacıların murisi Hamdi’ye yarı hissesinin de kendilerinin murisi Şükrü’ye kaldığını bu nedenle davanın reddini istemiştir. Mahkemece davacı tarafça sunulan taksim senedine itibar edilerek çekişmeli taşınmazların taksim sonucu davacıların murisi Hamdi’ye kaldığı gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuşsa da, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Davacılar tarafından sunulan ve tarafların ortak murisi Bekir oğlu Hamdi ile Bekir oğlu Şükrü çocuğu Bekir arasında gerçekleştirilen taksim’e ilişkin 17.09.1977 tarihli senette her iki tarafın imzasının bulunmadığı ve yapılan keşif, dinlenen mahalli bilirkişi ve duruşmada dinlenen tanık beyanlarından çekişmeli taşınmazlarda davacıların murisi olan Hamdi ile kardeşi olan Şükrü’nün eşit hisseye sahip olduğu tartışmasızdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Hamdi ile kardeşi Şükrü arasında taksimin yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa çekişmeli taşınmazların kime düştüğü noktasında toplanmaktadır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve duruşmada dinlenen tanıklar çekişmeli taşınmazların Hamdi ve Şükrü’ye ait olduğunu ancak
aralarında taksimin yapılıp yapılmadığını bilmediklerini belirtmişlerdir. Mahkemece davacı tarafından sunulan taksim senedi gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de tarafların imzasının bulunmadığı taksim senedi tek başına taksimin varlığını göstermez. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi uyarınca harici paylaşım belgelerle, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabilir. O halde, doğru sonuca varılabilmesi için tarafların varsa taksime ilişkin senetlerini sunmak üzere süre verilerek mahallinde yeniden keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında yerel bilirkişiler ve tarafların bildirdikleri ya da bildirecekleri tüm tanıklar ile 17.09.1977 tarihli senet tanıkları ayrı ayrı dinlenilip bu şahıslardan çekişmeli taşınmazların Hamdi ile Şükrü arasında taksim edilip edilmediği, edilmiş ise taksim sonucu kime isabet ettiği, çekişmeli taşınmazların kim tarafından ne suretle kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, paylaşımda eşitliğin zorunlu bulunmadığı hususları göz önünde tutulmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 28.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.