YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14110
KARAR NO : 2014/1447
KARAR TARİHİ : 24.02.2014
MAHKEMESİ : OSMANİYE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2011
NUMARASI : 2009/258-2011/2041
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
K.. M..nce 3402 sayılı Yasa’nın 41. maddesine göre re’sen yapılan düzeltme işlemi ile; Y.. Köyü 218 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan 1604 ila 1619 parsel sayılı taşınmazlar ile A.. Köyü 136 parsel sayılı taşınmaz arasındaki ortak sınırda mevcut tersimatın ve tapuda B.. B.. ile müşterekleri adına kayıtlı 1618 parsel sayılı 253.874,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın yüzölçümünün 228.479,16 metrekare, İ.. K.. ve müşterekleri adına kayıtlı 1619 parsel sayılı ve 775.436,22 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın yüzölçümünün 726.432,89 metrekare olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Davacı B.. B.. ve arkadaşları, 1618 ve 1619 sayılı parsellerin yüzölçümlerinin eksilmesi nedeniyle yapılan düzeltme işleminin hatalı olduğu iddiasıyla işlemin iptali istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen hükmün temyizi sonucunda; “K.. M..nün davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığının gözetilmesi, ayrıca Kadastro Kanunu’nun 41. maddesine göre yapılan düzeltme işleminin yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığının taşınmaz başında yapılacak keşifte belirlenmesi, taşınmazların geldisi olan 136 ve 218 sayılı parsellerin kadastro tespitlerine esas orjinal ölçü değerlerinin getirtilerek bunların bilirkişi aracılığıyla taşınmazlarda sonradan yapılan işlemlerde gözetilerek uygulanarak rapor alınması” gereğine değinilerek Yargıtay’ca bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın yetkili ve görevli Osmaniye Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davaya konu taşınmazların 2859 sayılı Yasa’ya göre düzenlenen yenileme tutanağı ile davalı olması nedeniyle yeni yüzölçümü boş bırakılarak miktarının belirlenmesi için tutanakların Kadastro Mahkemesine gönderildiği, bu durumda, Kadastro Mahkemesince kadastro tespit tutanakları ile dava dosyası birleştirilerek yapılacak yargılama sonunda, 2859 sayılı Yasa uyarınca düzenlenen yeni paftalara atıf yapmak ve yeni yüzölçümleri belirlenmek suretiyle infazı kabil şekilde hüküm kurulması gerektiğinden açılan davaya bakmakta görevli mahkemenin Kadastro Mahkemesi olduğu kabul edilmiş ise de; mahkemenin kabulü dosya kapsamına ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Y.. Köyü çalışma alanında bulunan 218 parsel sayılı taşınmaz ifraz ile 1604 ilâ 1619 parsel sayılı taşınmazlara, A.. Köyü çalışma alanında bulunan 136 parsel sayılı taşınmaz ifraz ile 218 ilâ 329 parsel sayılı taşınmazlara ayrılmıştır. K.. M..nce 04.10.2005 tarihinde Yaveriye Köyünün (eski 218) 1604 ilâ 1619 sayılı parseller ile A.. Köyü eski 136 parsel sayılı taşınmazlar arasında ortak sınırdaki mevcut tersimat ve 1618 ve 1619 parsel sayılı taşınmazlarda yüzölçümü hatası olduğundan söz edilerek düzeltme yapılmıştır. 1618 ve 1619 sayılı parsel malikleri 3402 sayılı Yasa’nın 41. maddesine göre yapılan düzeltme işleminin iptali istemi ile dava açmışlardır. K.. M..nce Y.. Köyünde 2859 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi gereğince düzeltme çalışmasının yapılmadığı, A.. Köyünde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi gereğince uygulama kadastrosu çalışmalarının yapıldığı, yapılan uygulama kadastrosu çalışmalarında davaya konu 218 ve 319 sayılı parsellerin bu kanun kapsamına alındığı ancak evveliyatı 136 sayılı parselin ölçü, tekometri ve zemin kullanımının birbirinden farklı olması ve Y.. Köyünün eski 218 sayılı parseli ile sınır uyuşmazlığının bulunması ve 218 sayılı parselin davalı olması sebebiyle davaya konu 218-319 parsellerin A.. Köyünde yapılan 3402 sayılı Kanun’un 22/a kapsamından çıkarıldığını bildirmiştir. Böylece davaya konu parsel ile sınırında bulunan parseller hakkında uygulama tutanaklarının düzenlenmediği ve uyuşmazlık konusu hakkında Kadastro Mahkemesine aktarılan her hangi bir dava bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davaya konu taşınmaz bölümleri hakkında tutanak düzenlenmediğine göre Kadastro Mahkemesinin görevi başlamaz. Hal böyle olunca hükmüne uyulan bozma ilamı gerekleri yerine getirtilerek ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi çerçevesinde inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre esastan bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeler ile görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.