Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/14081 E. 2014/829 K. 07.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14081
KARAR NO : 2014/829
KARAR TARİHİ : 07.02.2014

MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/06/2013
NUMARASI : 2012/252-2013/410

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı A.. S.., D.. A.. Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında taşlık kayalık vasfıyla tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişisinin 04.12.2012 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 1489,00 metrekare yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı Meram Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; fen bilirkişisinin 04.12.2012 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinde düzenlenen zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu, (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı hususu araştırılmamış, zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş şekli üzerinde yeterince durulmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, tescile konu yer, Meram Belediyesi sınırları içerisinde olduğundan, Belediye imar planı içerisinde kalan ve imar-ihyaya muhtaç olan bir taşınmazın, imar ve ihyasının tamamlandığı tarihten imar planının onaylandığı tarihe kadar kazanmayı sağlayan yirmi yıllık süre dolmamış ise, böyle bir yerin ihya yoluyla kazanılması mümkün olmadığından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinin son fıkrası hükmü göz önünde tutularak bu yerin hangi tarihte Belediye imar planı içerisine alındığı, o tarihe kadar imar-ihya ve zilyetlikle kazanma koşulları oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca dosya kapsamından imar-ihyanın ne şekilde yapıldığı, hangi tarihte arsa ve bahçe haline dönüştürüldüğü anlaşılamamıştır. O halde, doğru sonuca ulaşılabilmesi için bölgeye ait en eski tarihli 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli memleket haritası ile imar planının onaylandığı tarihin tespit tarihinden önce olması halinde onay tarihinden, imar planının onay tarihinin tespit tarihinden sonra olması durumunda ise tespit tarihinden geriye doğru 15- 20-25 yıl öncesine ait beşer yıllık üç ayrı evreye ait stereoskopik çift hava fotoğrafları getirtilip, en eski hava fotoğrafından başlanılmak suretiyle harita mühendisi ya da jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye stereoskopla incelettirilerek, imar planının onaylandığı veya duruma göre tespit günü itibariyle taşınmazın ne kadar süreden beri ve hangi nitelikte kullanıldığının kesin olarak belirlenmesi, yeniden yapılacak keşifte uzman bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, daha önce götürülmeyen 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu, teknik ve yerel bilirkişi ile tanıklar aracılığıyla uygulanması, hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre, imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu belirlenecek şekilde, memleket haritası ve hava fotoğrafları ile kadastro paftasını çakıştırmalı şekilde gösteren tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli rapor alınması, taraflara varsa delillerini bildirmek üzere süre ve imkan tanınması, ondan sonra HMK’nın 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca yerel bilirkişi, davacı ve bildirildiği takdirde davalı tanıklarının davetiye ile çağrılmaları suretiyle mahallinde yeniden keşif yapılması, uyuşmazlık konusu taşınmazda zilyetliğin kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü, davacının hangi tarihte taşınmazın imar-ihyasına başladığı, ne şekilde sürdürdüğü ve hangi tarihte tamamladığı konularında yerel bilirkişi ve tanıkların bilgilerine başvurulması, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten imar planının onaylandığı veya duruma göre tespit tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup dolmadığının hesaplanması, ziraatçi bilirkişiler aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı incelenerek gerekçeli, denetime açık, karşılaştırmalı rapor istenmesi, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK’nın 261. maddesi uyarınca yüzleştirilmek suretiyle aykırılığın giderilmesi gerekir. Dava tescile ilişkin bulunduğundan TMK’nın 713. maddesindeki yasal ilanlar yaptırılıp, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden Belediyeye iadesine, 07.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.