Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/14076 E. 2014/852 K. 07.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14076
KARAR NO : 2014/852
KARAR TARİHİ : 07.02.2014

MAHKEMESİ : GAZİPAŞA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2013/43-2013/367

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı H.. K.., E.. Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında yol olarak tespit harici bırakılan, fen bilirkişisinin 30/05/2013 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 27.16 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı H.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın bulunduğu E.. Köyünde yapılan kadastro çalışmalarının 30/05/2006 tarihinde kesinleştiği ve kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar davacı lehine 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava; kadastro tespitinden önceki mülkiyet hakkına dayalı olarak açılmış tescil davasıdır. Diğer yandan uyuşmazlık, fen bilirkişisinin 30/05/2013 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde, davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. Mülkiyet hakkı temel haklardan olup Anayasa’nın 35. maddesinde düzenlenmiştir. Mülkiyet hakkı, her zaman ve herkese karşı ileri sürülebilecek nitelikte bir hak olup, yasalarımızda kadastro tutanağı düzenlenmeyen yerler hakkında bu hakkın kullanılmasını süre yönünden sınırlayan bir düzenleme de bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davanın esasına girilerek, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin araştırma ve inceleme yapılarak, dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde davacı ve maliki evvelleri yönünden zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda deliller toplanmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07.02.2014 gününde oybirilğiyle karar verildi.