Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/14053 E. 2014/302 K. 29.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14053
KARAR NO : 2014/302
KARAR TARİHİ : 29.01.2014

MAHKEMESİ : YÜKSEKOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/06/2013
NUMARASI : 2008/270-2013/284

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu V..K.. çalışma alanında bulunan temyize konu 105 ada 3 parsel sayılı 16.335,97 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı ve hibe nedeniyle eşit paylarla S..Ç.. ve A.. Ç.. adlarına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar D.. S.. ve arkadaşları, ayrı bir tapu kaydına, miras yolu ile gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tespit tapu malikleri ile birlikte kadastro sonrası açılan dava nedeniyle hükmen adına pay tesciline karar verilen D.. Ç..’ı hasım göstermek sureti ile çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacılar adına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde, mirasçıların belirlenmiş bir payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. TMK’nın 702. maddesine göre ise, tüm tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Dava da, bir tasarruf işlemi olup, kural olarak üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmaları gerekir.Terekeye dahil bir taşınmaz için, bir veya bir kaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmamaktadır. Somut olayda davacı tarafça miras bırakanları N..S.. adına kayıtlı Ağustos 1953 tarih 82 sıra numaralı tapu kaydına ve miras yoluyla gelen hakka dayanılarak murisleri Nakşin terekesine göre üçüncü kişi durumunda bulunan davalılara karşı tescil istemiyle dava açılmış; ancak satın alma, bağışlama ya da taksim olgusuna (hukuki sebep) açıkça dayanılmamıştır. Mahkemece de, çekişmeli taşınmazın ne sebeple davacılara kaldığı konusunda dilekçelerinin açıklattırılması yoluna gidilmemiştir. O halde, Mahkemece, 6100 sayılı HMK’nın “hâkimin davayı aydınlatma ödevi” başlıklı 31. maddesi uyarınca ölüm tarihi itibari ile terekesi el birliği mülkiyeti şeklinde olan davacı tarafın miras bırakanı Nakşin’in sağlığında, çekişmeli taşınmazın satış veya bağış yoluyla davacılara intikal edip etmediği veya muris Nakşin’in ölümünden sonra mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla geçerli bir paylaşma yapılıp yapılmadığına davacı tarafa açıklattırılmalı; murisin terekesi mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşıma tabi tutulmamış, taşınmaz paylaşım, satış veya bağış yoluyla davacılara intikal etmemiş ise, mirasçı olan davacıların kendi adlarına tescil isteğinde bulundukları ve dava ehliyetinin (aktif husumet) dava şartlarından olup, dava şartının kamu düzenine ilişkin olduğu mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulmalı ve TMK’nın 702. maddesi gereğince dava ehliyeti (aktif husumet) yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir. Öte yandan, Mahkemece temyize konu taşınmazın tespit/tapu maliki olan davalı S..Ç..’ın, yargılama sırasında öldüğü göz ardı edilerek, S..Ç..’ın mirasçıları yöntemince belirlenip davaya dahil edilmemiş ve taraf koşulu (pasif dava ehliyeti) da sağlanmadan hüküm kurulmuştur. Taraf koşulu dava şartlarından olup, mahkemece bu şart yerine getirilmedikçe davanın esasına girilerek hüküm kurulması olanaksızdır. Hal böyle olunca, öncelikle yukarıda açıklandığı şekilde aktif dava ehliyetinin sağlanmalı, bundan sonra ise tapu maliki paydaşlarından olan S..Ç..’ın mirasçıları yöntemince belirlenerek tüm mirasçılarına dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ ettirilmek suretiyle davaya dahil ettirilmeli, bu yolla taraf koşulu sağlandıktan sonra davaya karşı savunma ve delilleri sorulup, saptanmalı ve tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek, yöntemince taraf teşkili (aktif ve pasif husumet) sağlanmadan davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 29.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.