Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/14017 E. 2014/438 K. 31.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14017
KARAR NO : 2014/438
KARAR TARİHİ : 31.01.2014

MAHKEMESİ : ADANA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2010/891-2013/252

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Hazine vekili; 1371 (2056) sayılı parsel olarak ve 301 metrekare miktarıyla Adana Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilen taşınmazın, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve adı geçen Belediyece yapılan imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini; bu ihdas parselinin anılan miktarı üzerine de 5567 ada 7 sayılı imar parselinin meydana getirildiğini; ancak, belirtilen şuyulandırma işleminin idari yargı yerinde iptal edildiğini ve imar parselinin sicil kaydının yolsuz tescil niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek; 1371(2056) sayılı kök parselin kadastro sınırları üzerinde imarla oluşturulan 5567 ada 7 sayılı imar parselinin binmeli alana isabet eden 301 metrekarelik kısmının iptali ve Hazine adına tescili ile tapu kayıtlarının eski hale getirilmesinin sağlanması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının davalı S.. B.. aleyhine açtığı davanın husumetten reddine; diğer davalılar yönünden açılan davanın kabulü ile; Adana İli, Çukurova İlçesi, K.. Köyü, 1371 (2056) nolu parselin ihyasına, K.K.., 5567 ada 7 nolu parselin sicil kayıtlarının iptaline, fen bilirkişisi’nin 27.06.2011 tarihli raporunda; K..K.., 5567 ada, 7 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan pembe renkle gösterilen 301,44 metrekarelik kısmın tefriki ile tapu sicil kayıtlarının iptali ile Adana İli, Çukurova İlçesi, K… K.., nolu parselin ihyasına, tapu kaydının iptali ile, Hazine adına tapuya tesciline şeklinde karar verilmiş; hüküm, davalı A.. Y.., davalı A.. B.. vekili ile davalı Ç.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptal ve eski hale ihya sureti ile Hazine adına tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davalı S.. B.. hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine, çekişme konusu taşınmaza dayanak imar uygulamalarının idari yargıda iptal edildiği gerekçesi ile tapu iptal ve ihya sureti ile Hazine adına tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın bulunduğu alanda Seyhan Belediyesinin 37 nolu imar düzenlemesi yaptığı, daha sonra aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesi’nin imar uygulaması gerçekleştirdiği, her iki imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararlarının kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı Hazine vekili; çekişmeli yerin, öncesinde devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu halde, Adana Büyükşehir Belediyesi adına ihdas suretiyle tescil edilerek, adı geçen Belediyece yapılan imar uygulaması sonucunda da tamamının kamuda kullanılmak üzere terkin edildiğini, bilahare anılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilmiş olup, böylece imar parsellerinin sicil kayıtlarının yolsuz tescil durumuna düştüklerini ileri sürerek tapu iptal ve Hazine adına tescil ile kayıtların eski hale iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, imar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptalinin ve kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan; çekişmeli taşınmazın Belediye sınırları içerisinde ve kadastro sırasında tespit dışı bırakılan yer olduğunun belirlenmesi halinde, 1966 tarihinde yürürlüğe giren 775 sayılı Yasa’nın 3/2. maddesinde öngörülen Belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olup olmadığının açıklığa kavuşturulması; şayet yasa gereğince Belediyeye devri gereken yerlerden olduğu tespit edilirse, Hazine’nin taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gözetilerek Hazinenin davasının reddine karar verilmesi; diğer taraftan, 775 sayılı Yasanın 3. maddesi her ne kadar 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Yasa ile iptal edilmiş ise de; iptal kararının bu tarihten önce doğmuş olan haklara etkili olmayacağı, bir başka ifadeyle kazanılmış hakkın korunması gerekeceği kuşkusuzdur. Ayrıca; kapanmış yollar bakımından da, 3194 sayılı Yasa’nın 17. maddesi hükmü uyarınca Belediye adına tescilin öngörüldüğü ve 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 21. maddesi hükmünün de kapanmış yolların içinde bulunduğu tüzel kişi adına tescili gerektiğini düzenlediği bilinmektedir. Somut olaya gelince; mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulamanın hüküm kurmaya elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Mahallinde yapılan uygulama neticesinde teknik bilirkişinin, “çekişmeli 1371 sayılı parselin Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan uygulamada tescil harici yerden (yoldan) ihdas suretiyle oluşturulduğu, uygulamaların en başa dönmesi halinde tescil harici yerde kaldığı” şeklinde rapor sunduğu ve yine 1371 sayılı kök parselin tescil bildiriminde (ihdas beyannamesinde), 109 nolu parselin yola terkinden ihdas edildiğinin belirtildiği gözetilerek; çelişkilerin giderilmediği gibi, çekişme konusu taşınmazın imar uygulamalarından önceki vasfı, kadastro harici bırakılan bir yer olup olmadığı ve ne nedenle tescil harici bırakıldığı, Hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmadığı, ayrıca Belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususu üzerinde de durulmadığı görülmektedir. O halde, değinilen ilkeler ve yasal düzenlemeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tarafların tüm delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 31.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.