Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/13969 E. 2014/274 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13969
KARAR NO : 2014/274
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

MAHKEMESİ : BAYAT (ÇORUM) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/04/2013
NUMARASI : 2013/12-2013/55

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Davacı D.. Ö.., kadastro sonucu Ç..K..çalışma alanında bulunan ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle babası A..Ö.. adına tespit ve tescil edilen …. ada 27 parsel sayılı 647,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın, eksik ölçüldüğü ve bu eksikliğin taşınmazın bitişiğindeki “yol” olarak tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünden kaynaklandığını ileri sürerek, bu bölümün murisleri A..Ö.. mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, Davacı D.. Ö.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümünün, davacı tarafın miras bırakanı A..Ö..tarafından açılan tescil davasının reddedilmesi nedeni ile Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği lehine kesin hüküm oluşturan ilam kapsamında kaldığı gerekçesi ile hüküm kurulmuştur. Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sonucunda verilen ve kesinleşen hükmün ilamın tarafları ile irsi ve akdi halefleri yönünden kesin delil olup, bağlayıcıdır. Mahkemece kesin hüküm oluşturduğu belirtilen davada, D.. Ö..’ün babası davacı A..Ö..ün kendi adına kayıtlı bulunan 130 ada 27 parsel sayılı taşınmazın eksik ölçüldüğünü ve bu eksikliğin yolda kaldığını ileri sürerek Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği aleyhine açtığı dava reddedilerek ilam Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. İlamın, davacının davasına konu yere aidiyeti halinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 303. maddesi gereğince taraflar yönünden bağlayıcı kesin hüküm niteliğinde olacağı kuşkusuzdur. Ne var ki, sözü edilen ilamın haritası uygulanarak kapsamı belirlenmemiştir. Hal böyle olunca, sağlıklı sonuca varabilmek için; mahkemece, kesin hüküm oluşturduğu belirtilen dava dosyası getirtilerek dosya keşfe hazır hale getirilmeli, bundan sonra mahallinde keşif yapılarak yukarıda sözü edilen ve tescil talebi reddedilen bölüme ait harita yerinde uygulatılmak suretiyle dava konusu edilen bölümü kapsayıp kapsamadığı tam olarak belirlenmeli, bu hususta fen bilirkişisinden sözü edilen Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/337 Esas, 2009/310 Karar sayılı ilamın dayanağı olan harita ile kadastro haritası çakıştırılmak suretiyle rapor düzenlenmesi istenilmeli ve kesin hükme ilişkin değerlendirme bu araştırmanın sonucuna göre yapılmalıdır. Mahkemece yetersiz inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.