Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/13928 E. 2014/4020 K. 08.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13928
KARAR NO : 2014/4020
KARAR TARİHİ : 08.04.2014

MAHKEMESİ : DALAMAN KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2012
NUMARASI : 2010/219-2012/54

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kullanım kadastrosu sonucunda K. Köyü çalışma alanında bulunan . ada 1 parsel sayılı 5194,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, davalıların miras bırakanı İ.. G..’in kullanımında olduğu şerhi verilerek, tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın kurumuş göl yatağı niteliğinde olduğunu ve tarıma elverişli bulunmadığını ileri sürerek, beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhinin iptali ile taşınmazın göl yatağı olarak sınırlandırılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın zeytincilik tarımına uygun olduğu ve göl yatağının dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmaz hakkında, Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Yasa’nın Ek 4. maddesi gereği kullanım kadastrosu yapılmıştır. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasa’ya eklenen Ek 4/1. madde gereğince “6831 sayılı Orman Kanunu’nun 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2’nci maddesi ile 23.09.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2’nci maddesinin (B) bendine göre Orman Kadastro Komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanun’un 11’inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edileceği” hüküm altına alınmıştır. Belirtilen düzenleme karşısında, kullanım kadastrosu ile mülkiyete ilişkin herhangi bir değişiklik yapılamayacağı gibi; Kadastro Mahkemelerince de, kullanım kadastro çalışmalarına ilişkin ihtilaflarda mülkiyete ilişkin iddialar dinlenemeyecektir. Diğer yandan, hüküm tarihinden önce 26.04.2012 tarihli 28275 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 2. bendi ile de, “Bu Kanuna göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz, açılmış ve devam eden davalar durdurulur.” hükmü getirilmiştir. Somut olayda;
davacı Hazine taşınmazın göl yatağı olduğunu, davalı taraf lehine verilen kullanıcı şerhinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Hal böyle olunca, davacı Hazinenin dava konusu taşınmazın göl yatağı olduğuna dair talebi mülkiyete ilişkin olup, 3402 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesi çerçevesinde incelenmesi mümkün bulunmamaktadır. O halde, Mahkemece; 2010 yılında yapılan kullanım kadastrosu çalışmaları sırasında 2/B vasfı ile orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın aynına ilişkin talep yönünden inceleme görevi genel mahkemelere ait olduğundan bu yönüyle görevsizlik kararı verilmesi, davalı taraf lehine verilen kullanıcı şerhinin iptaline ilişkin dava yönünden ise davacı Hazinenin davasının 6292 sayılı Kanun’un 9/2. maddesi uyarınca durdurulmasına ve çekişmeli taşınmazın tespit gibi Hazine adına tapuya tescili için kadastro tespit tutanağının Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine, tespitin beyanlar hanesinde yer alan kullanıcı şerhine yönelik Hazine tarafından Kadastro Mahkemesinde açılmış bir dava bulunduğu ve bu davanın 6292 sayılı Yasa’nın 9/2. maddesi uyarınca durdurulduğu şerhinin yazılmasına” şeklinde durma kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı şekilde davanın esasına ilişkin hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 08.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.