YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13906
KARAR NO : 2014/709
KARAR TARİHİ : 04.02.2014
MAHKEMESİ : FETHİYE KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/09/2013
NUMARASI : 2006/757-2013/129
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Y.. Köyü çalışma alanında bulunan 385 ada 2 parsel, 386 ada 4, 14, 15, 17 ve 18 parsel sayılı sırasıyla 559,46, 13.251,13, 5.658,16, 7.887,12, 3.499,12 ve 3037,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırasıyla, S.. K.., O.. O.. ve müşterekleri, İ.. Y.., H.. K.., K.. Y.. ve F.. E.. adına tespit edilmiştir. Davacı F.. K.. miras hakkına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 385 ada 2; 14, 15, 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların 8/32 hisse F.. K..’ya, 8/32 hisse S.. K..’ya, 8/32 hisse, F.. Y..’ya, 2/32 hisse O.. O..’a, 3/32 hisse E..O..’a, 3/32 hisse A.. O..’a ait olacak şekilde müştereken tapuya tescillerine, 386 ada 4 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 01.08.2013 tarihli ek raporunda (A) harfi ile gösterilen 3674,57 m2’lik kısmının 386 ada 4 parselden ifraz edilerek davacı F.. K.. adına tapuya tesciline, ifrazdan geriye kalan Fen bilirkişisinin ek raporunda (B) harfi ile gösterilen 9766,60 m2’lik kısmın 386 ada 4 parsel numarası ile 8/32 hisse, F.. K..’ya, 8/32 hisse, S..K..’ya, 8/32 hisse, F.. Y..’ya, 2/32 hisse, O.. O..’a, 3/32 hisse, E.. O..’a, 3/32 hisse, A..O..’a ait olacak şekilde müştereken tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazların evveliyatının ortak miras bırakan A.. G.. K..’ya ait olduğu, A..G.. K.. tarafından 21.10.1993 tarihli satış senedi ile 386 ada 17, 18 parseller ile 386 ada 4 parselin (A) harfi ile gösterilen kısımlarının davacıya satıldığı, davacının 386 ada 4 parsel için satış senedine dayandığı, her ne kadar A.. G.. davacıdan boşanmak için dava açmış ise de yargılama aşamasında vefat ettiği, boşanmanın gerçekleşmediği, bu haliyle davacının da A..G..’in mirasçısı olduğu, A.. G..’in taşınmazlarının usulünce taksim edilmediği, bir mirasçının sürdürdüğü zilyetliğin tereke adına olacağı gerekçeleri ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak; yargılama sırasında davalı H.. K.. ve S.. K.. taşınmazların öncesinin miras bırakan Galip’e değil, eski eşi Elif’e ait olduğunu ileri sürmüşler ve cevap dilekçelerinde tanık deliline de dayanmışlardır. Mahkemece davacı tarafa delillerini bildirmek üzere kesin süre verildiği halde, davalı tarafa tanıklarını bildirmesi için süre verilmemiş, davalı tarafın yokluğunda, zilyetliğe ilişkin tanık dinlenmeden, tek bir yerel bilirkişi beyanı esas alınmak sureti ile karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle davalı tarafa tanıklarını bildirmesi için süre verilmeli, bundan sonra taşınmaz başında elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, aynı yönteme göre tespit edilecek ve taraflarca bildirilen taraf ve zilyetlik tanıkları ve tespit bilirkişileri ile yeniden keşif yapılmalıdır. Dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, taşınmazın kim tarafından, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı; kimden kime ne şekilde intikal ettiği, taşınmazların Galip’e ait olması durumunda Galip’ten kalan taşınmazların usulünce paylaştırmaya tabii tutulup tutulmadığı; taşınmazların Elif’e ait olması durumunda da terekesinin paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşılmış ise Galip’e düşen yer olup olmadığı ve çekişmeli taşınmazların miras paylaşımı sonucunda kime kaldığı hususları ayrıntılı şekilde sorulup, beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmeli; taşınmazların Elif’ten kaldığı ve terekesinin paylaşılmadığı sonucuna varılması halinde taşınmazlarda Galip’in ve dolayısı ile davacının hak sahibi olacağı göz önünde bulundurulmalı, davacı tarafından dayanağı olan satış senedi senet tanıkları da dinlenilmek sureti ile yöntemince uygulanmalı, senet kapsamında kaldığı anlaşılan taşınmazların zilyetliğinin devredilmiş olup olmadığı belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; davacı taraf 386 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili açtığı davada miras yolu ile gelen hakka değil senede dayalı olduğu halde senet kapsamı dışında kalan yer hakkında davacıya pay verilmek sureti ile hüküm kurulması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 04.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.