Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/13849 E. 2014/595 K. 03.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13849
KARAR NO : 2014/595
KARAR TARİHİ : 03.02.2014

MAHKEMESİ : MUDANYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2013
NUMARASI : 2010/320-2013/50

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında M..Köyü çalışma alanında bulunan 130 ada 140, 141, 142, 220, 221 ve 222 parsel sayılı 6019.05, 4562.25, 5695.12, 1694.25 ve 561.50, metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan, 130 ada 140, 141 ve 142 sayılı parseller vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 130 ada 140 sayılı parsel verasette iştirak şeklinde F.. S.., A.. A.., E.. S.., S.. E.., 130 ada 141 sayılı parsel O.. K.., 130 ada 142 sayılı parsel O.. N.. K.. adına tespit ve tescil edilmişlerdir. 130 ada 220, 221 ve 222 sayılı parseller ise 130 ada 140, 141 ve 142 sayılı parsellere uygulanan vergi kayıtlarının miktar fazlası olarak Hazine adına tespit edilmişler, sonradan satış ile 130 ada 220 ve 222 sayılı parseller davalı M.. S.., 130 ada 221 sayılı parsel davacı O.. K.. adına tescil edilmiş, yargılama sırasında yapılan satış ile 130 ada 221 sayılı parsel dava dışı A..K.., 130 ada 222 sayılı parsel ise İsmail Uzun adına tescil edilmiştir. Davacı O.. N.. oğlu O.. K.. taşınmazların yapılan özel parselasyona göre enleri ve boylarının eşit olması gerektiği iddiasına dayanarak buna göre parsellerin yeniden düzenlenerek ve krokiye bağlanarak tescil edilmeleri istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; uyuşmazlığın giderilmesinde keşfin zorunlu olduğu, keşfe ait keşif avansını süresinde yatırmadığı, bu itibarla verilen kesin süreye riayet edilmediğinden keşif delilinden vazgeçmiş sayılmasından dolayı davayı ispatlamamış sayılacağından davanın reddine karar verilmiş ise de; davaya konu edilen 130 ada 140 sayılı parselin iştirak halindeki tapu malikleri F.. S..’nin davada taraf olarak gösterilmediği ve davaya dahil edilmediği, 130 ada 142 sayılı parselin davacının babası Osman Nuri Kutlu adına kayıtlı olduğu halde O.. N..K..’nun nüfus kayıt örneği getirtilerek ölü olup olmadığı tespit edilerek ölü ise davacı dışında diğer mirasçıların davaya muvafakatının sağlanmadığı, 130 ada 222 sayılı parsel davalı M.. S.. adına kayıtlı iken yargılama sırasında İ.. U..’a satış ile tescil edildiği halde yeni malik İ.. U..’un davaya dahil edilmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca 130 ada 221 sayılı parselin davacı adına kayıtlı iken karar tarihinden sonra 15.03.2013 tarihinde Ahmet Koşan isimli şahsa satış ile tescil edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 125/2 maddesinde dava açıldıktan sonra dava konusunun davacı tarafından devredilmesi halinde devralan kişinin davaya devam edeceği hükmü getirilmiş olup, bu durumda Mahkemece öncelikle davacının temlikle ilgili beyanı alınıp temlik alana davanın ihbar edilmesi suretiyle davaya devam olanağının sağlanması gerekmektedir. Yine keşif için 08.02.2012 tarihli celse de kesin mehil verilmiş ise de; mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için dosyanın keşif için hazır hale getirilmesi, diğer ifade ile taraflardan tanık ve diğer delil listelerinin alınması, dayanılan kayıtlar varsa celbedilip dosyaya konulması, komşu parsel tutanak ve dayanaklarının getirtilmesi, yerel bilirkişi adaylarının isimlerinin zabıta aracılığı ile tespit edilmesi ve dosyanın her yönüyle keşfe hazır hale getirilip hiçbir eksikliğinin bulunmaması gerekir. Bundan sonra belirlenecek keşif günü ile ilgili ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, tanıklar ve teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları ve tanıklara davetiye tebliğ edilip, arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına özen gösterilmesi gerekmektedir. Somut olayda zabıta aracılığı ile yerel bilirkişi isim listesinin istenilip yerel bilirkişiler tespit edilmeden keşif günü verildiği gibi verilen kesin mehil, tek tek hakim, katip, mübaşir ücretlerinin gösterilmemesi, vasıta parasının gösterilmemesi, yerel bilirkişilere tebliğ gideri ve masraf verilmemesi, keşif giderinin keşif gün ve saatinden önce yatırılmak üzere kesin mehil verilmesi nedeniyle usulüne uygun bulunmamaktadır. O halde öncelikle taraf teşkili tamam olmayan dava konusu 130 ada 140, 142, 221 ve 222 sayılı parsellerde taraf teşkili sağlanmalı, daha sonra taşınmazları iyi bilen elverdiğince yaşlı bilirkişi isim listesi istenilmeli, bundan sonra taşınmazlar başında keşif kararı verilirken tek tek mahkeme heyeti yolluğu, bilirkişilerin ücretleri, araç gideri, yerel bilirkişilerle dinletilmesi istenilen tanıklara tebliğ gideri ve masraf verilmeli, keşif günü ile verilen kesin mehil arasında yerel bilirkişilere ve tanıklara yapılacak tebliğlerin yetişmesi için makul süre verilmesine özen gösterilmeli, HMK’nın 324. maddesine uygun kesin mehil verilerek masraf yatırıldığında arazi başında keşif icra edilip, tarafların tüm delilleri değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece taraf teşkili sağlanmadan ve usulüne uygun olmayan kesin mehil nedeniyle davanın ispat edilemediğinin kabulü isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle itibarla yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 03.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.