Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/13768 E. 2014/4082 K. 08.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13768
KARAR NO : 2014/4082
KARAR TARİHİ : 08.04.2014

MAHKEMESİ : GÖLBAŞI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2013
NUMARASI : 2013/255-2013/135

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden B.. B.. vekili Avukat İ. Ö. ile aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat U. S.geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece öğretim üyesi seviyesinde Ziraat Fakültesi Toprak Bölümünden Ziraat mühendisi, bir harita veya kadastro mühendisiyle, bir jeologdan oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava tarihine göre 20-25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafların getirtilip stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin belirlenmesine çalışılması gerektiği, şahit ve bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarihle tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlendikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirme yapılıp karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen kararın temyizi üzerine bu kez bozma ilamında özetle “Mahkemece, 13.6.2012 tarihli kısa kararda “davanın reddine” karar verilmesine karşılık aynı tarihli gerekçeli kararda “1-Davanın reddine, 2- Ankara İli Gölbaşı İlçesi Dikilitaş (Runkuş) Mahallesinde bulunan fen bilirkişiler A.İ.Ö. ve İ. Ü.tarafından düzenlenen 07.07.2005 tarihli krokili raporda yeşil renk ile boyalı olarak gösterilen 48.400 m2’lik alanın bulunduğu adanın son parsel numarası verilerek Hazine adına tesciline” karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılması nedeniyle kararın kanuna ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararına aykırı bulunduğuna değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, davaya konu edilen ve fen bilirkişi krokisinde yeşil renk ile boyalı olarak gösterilen 48.400 m2’lik alanın adanın son parsel numarası verilmek suretiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm davacı B.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 1950 yılında yapılan kadastro tespitinde taşlık niteliğinde tescil harici bırakılan taşınmazın 1975 tarihli hava fotoğrafında boş, doğal görünümlü, taşlık ve tarımsal faaliyet yapılmamış, sabit sınırları da arazi üzerinde mevcut olmayan yer olduğunu jeodezi ve fotoğrametri mühendisi bilirkişi tarafından tespit edildiği, her ne kadar daha sonra düzenlenen ek raporda 1991 yılında çekilmiş hava fotoğrafının incelenmesinde taşınmazın tarımsal faaliyet yapılan ve sabit sınırları arazi üzerinde mevcut olan yer olduğu belirtilmiş ise de 1991 yılının imar ve ihya olgusunun tamamlandığı, tarih olarak kabul edilmesi halinde dahi dava tarihine kadar kazandırıcı zamanaşımı zilliyetliği yolu ile mülk edinme süresinin dolmadığı, dolayısı ile 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17. maddeleri ve TMK’nın 713. maddesinde belirtilen yasal 20 yıllık sürenin dolmadığı, bu tespit karşısında Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekli ile ziraat mühendisi ve jeolog bilirkişisinden rapor alınmasına gerek olmadığı ve sübut bulmayan davanın reddine, ayrıca taşınmazın ekonomik değer ifade etmesi nedeniyle Hazine adına tesciline karar vermek gerektiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozmaya uyulmakla bozma ilamı lehine olan taraf lehine usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkı zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bir yerin niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı uygulamasıdır. Dava tarihi 20.09.2001 olduğuna göre, bu tarihten geriye doğru en az 15, 20 ve 25 yıl öncesine ait ve yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının ve dava tarihinden itibaren iktisap süresince 5’er yıllık periyotlarda çekilmiş olan hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, İl Kadastro Müdürlüğünden, getirtilerek dosya arasına konulması, yeniden yapılacak keşifte uzman bilirkişi, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı mühendisi, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu, teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla uygulanması, hava fotoğraflarının çekildikleri, Kadastro Müdürlüğü’nden gelen paftaların ise, düzenlendikleri tarihlere göre dava konusu taşınmaz bölümlerinin kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, imar-ihyasının tamamlanıp-tamamlanmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu konusunda uzman bilirkişilerden tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli rapor alınması, uydu fotoğrafı ile dava tarihinden önceki evrelere ilişkin kadastro paftasını harita çizim programıyla çakıştırılarak, yerel bilirkişi, tanıkların, komşu parsel maliklerinin ve tespit bilirkişilerinin HMK’nın 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri gereğince, keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, davacıların hangi tarihte taşınmazın imar-ihyasına başladığı, ne şekilde sürdürüldüğü ve hangi tarihte tamamlandığı konularında yerel bilirkişi, taraf tanıkları ile res’en hazır edilecek tespit bilirkişi ve komşu parsel maliklerinin bilgilerine başvurulmalı, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup dolmadığı hesaplanmalı, daha önce götürülmeyen başka bir uzman bilirkişi ziraat mühendislerinden taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı incelenmek suretiyle gerekçeli, denetime açık, karşılaştırmalı rapor istenmeli, tapulama harici kısımlar ile dava konusu bölümler irdelenerek imar-ihyanın yapılış tarzının açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK’nın 261. maddesi uyarınca yüzleştirilmek suretiyle aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, HMK’nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.100.00 TL vekalet ücretinin davalı Hazineden alınarak kendisini duruşmada vekil ile temsil ettiren davacı tarafa verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.