Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/13753 E. 2014/1488 K. 24.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13753
KARAR NO : 2014/1488
KARAR TARİHİ : 24.02.2014

MAHKEMESİ : BAYBURT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2013
NUMARASI : 2008/220-2013/49

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonrasında Y.. Köyü çalışma alanında bulunan 126 ada 70 ve 136 ada 289 parsel sayılı, 69.318,09 ve 1.415.600 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı İ.. A.. dava konusu taşınmazlar içerisinde sınırlarını göstereceği bölümlerin taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescili talebi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının yurt dışında ikamet ettiği, taşınmazları 15 yıl öncesine kadar icarcı olarak kullanan kişinin ot biçmek suretiyle taşınmazları kullandığı, bu şekildeki kullanımın ekonomik amaca uygun zilyetlik olmadığı, davacının dava konusu taşınmazın taksimen dedesinden kaldığı iddiasında bulunduğu; ancak davacının dedesi adına belgesizden tespit gören taşınmaz miktarının yüz dönümü aştığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz 1999 yılında tespit görmüş, dava konusu taşınmaz üzerinde mahkemece 2012 yılında keşif yapılmıştır. Mahkemece dava konusu taşınmazın 15 yıldır kullanılmadığı belirlenmiş ise de tespitin yapıldığı tarih itibariyle dava konusu taşınmazda davacı yararına edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği yöntemince belirlenmemiş, davacının dedesi adına belgesizden yüz dönümden fazla taşınmaz tespit edildiği kabul edildiği halde, bu taşınmazların kadastro tutanak suretleri getirtilmemiş ve usulüne uygun belgesiz araştırması yapılmamış ve dava konusu taşınmazın hava fotoğrafları getirtilip yöntemince uygulanmamıştır. Sağlıklı sonuca varabilmek için, taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru 20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları ile davacının dedesi adına belgesizden tespit gören taşınmazların kadastro tutanak suretleri getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşacak uzman bilirkişiler kurulu ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında; yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın kimler tarafından neye istinaden ne zamandan beri zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, taşınmazın tespit tarihi itibariyle ne kadar zaman kullanılmadığı belirlenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, daha sonra jeolog, jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişiler kuruluna dosyanın tevdii ile taşınmazın stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazın niteliği ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi belirlenmeli, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliğiyle ilgili taşınmazın her yönden çekilmiş fotoğraflarını içerir ayrıntılı rapor alınmalı, taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru belli bir süre kullanılmamasının iradi terk olup olmadığı değerlendirilmeli, dava konusu taşınmazın bulunduğu yöre itibariyle yalnızca ot biçmek sureti ile kullanılmasının ekonomik amaca uygun zilyetlik olduğu göz önünde bulundurulmalı, bu şekilde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.