Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/13642 E. 2014/432 K. 31.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13642
KARAR NO : 2014/432
KARAR TARİHİ : 31.01.2014

MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/06/2011
NUMARASI : 2008/288-2011/423

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Hazine vekili; K..K.. 949 (…) nolu kök Hazine parselinin, davalı Seyhan Belediyesinin … nolu imar düzenleme alanında yaptığı imar uygulaması kapsamında kaldığını ve daha sonra aynı bölgede davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından da imar düzenlemesi gerçekleştirildiğini; anılan imar uygulamalarından önce Hazine adına kayıtlı 949 sayılı kök parselin kadastro sınırları içerisine K..K. 4727 ada 3 sayılı imar parselinin meydana getirildiğini; ancak, Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptalle sonuçlandığını ileri sürerek; 4727 ada 3 sayılı imar parselinin 949 sayılı kadastral parsele isabet eden kısmının tapu kaydının iptali ve kök parsele dönüştürülerek Hazine adına tescili, yine 949 sayılı ihdas parselinin imar planında park, kamu malı, vs. yerlerden olan alan içerisine isabet eden kısmının tespiti ile önceki kadastral parsele dönüştürülerek Hazine adına tescili, olmadığı takdirde tazminat istekleriyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “davacı Hazinenin S.. B.. aleyhine açtığı davanın yasal zorunluluk nedeniyle taraf sıfatı kalmayan S.. B.. hakkında karar verilmesine yer olmadığına; davacı Hazinenin diğer davalılar yönünden davasının kabulü ile Adana İli Çukurova İlçesi K..K..949 (115) kök parselde bilirkişilerin 11.11.2009 tarihli raporlarında belirtilen 413 m2’nin imar öncesi kadastral hak durumuna dönülerek K.K.. 949 (115) parsel sayılı kadastro parselin ihyasına, dava terditli olarak açılmış olup tazminat talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ile davalı A.. B.. vekili ve dahili davalı Ç.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın ihdasen Hazine adına tescil edildiği ve Seyhan Belediyesince başka birçok parselle birlikte 38 nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, bilahare aynı bölgede davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından da 28.02.2007 tarih ve 419, 420 ve 421 sayılı Encümen kararlarına
istinaden yeni bir imar uygulaması yapıldığı, ancak Adana Büyükşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu imar düzenlemesine ilişkin idari işlemlerin idari yargı yerinde iptal edildiği ve dereceattan geçerek kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dahil edildiği görülmektedir. Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği) bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ile geçerli bir hukuki sebebin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. Hemen belirtmek gerekir ki; imar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Bu durumda; dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Somut olaya gelince, Seyhan Belediyesince yapılan 38 nolu imar düzenlemesinin çekişme konusu alanla ilgili olarak halen geçerliliğini koruduğu uygulama neticesinde alınan bilirkişi raporu, encümen kararları, İdare Mahkemelerinin A.. B.. tarafından yapılan imar düzenlemesinin iptaline ilişkin kesinleşmiş ilamları ve aynı nitelikteki emsal dosyalardan anlaşılmaktadır. O halde, anılan 38 nolu imar düzenlemesi ile ilgili idari yargıda dava açılarak işlem iptal ettirilmedikçe eldeki davanın dinlenme olanağından söz edilemez. Hal böyle olunca; mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Kabule göre de, ihyası istenilen kök parselin sınırları üzerinde son imar düzenlemesi ile oluşturulan imar parselinin, kök parsel üzerinde kalan kısmın sicil kaydının iptaline ve kök parselin sınırları üzerinde kalan park alanıyla birlikte (ki kısmen de yol alanı olduğu izlenimi edinilmesine rağmen bu husus da netleştirilerek yolda kalan kısmı varsa bu da dahil edilmek suretiyle) ihya edilen parselin Hazine adına tesciline karar verilmemiş olması doğru olmadığı gibi, davanın açılmasına davalı Adana Büyükşehir Belediyesi ile Seyhan Belediyesi’nin yapmış oldukları işlemlerin sebep olduğu, çekişme konusu bölümün yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içerisine dahil edilerek Seyhan Belediyesi ile ilgisinin kalmadığı, ancak anılan Belediyenin yapmış olduğu işlemlerden halefiyet ilkesi gereği Çukurova Belediyesi’nin sorumlu olduğu, bu durumda yargılama giderleri ile bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalı A.. B.. ile Ç.. B..nın sorumlu tutulmuş olması doğru ise de; taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile davacı yararına takdir edilecek avukatlık ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir. Temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 31.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.