YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13592
KARAR NO : 2014/2768
KARAR TARİHİ : 18.03.2014
MAHKEMESİ : KARLIOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2012
NUMARASI : 2010/99-2012/201
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 4.6.2013 gün ve saatte temyiz eden davacılar vekili Avukat E. A. ile aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat H. S., Ç.. K.. vekili Avukat M. A. geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar A.. A.. ve 11 müştereği vekili, 14.6.2010 tarihli dava dilekçesi ile davacıların Ç. Köyü H. mevkiindeki yaklaşık 450.000 m2’lik taşınmazın malik sıfatıyla zilyedi olduklarını, 2009 yılında Ç. Köyünde yapılan kadastro sırasında çekişmeli taşınmazın tespiti yapılmayınca yapılan araştırma sonucu davacılara ait taşınmazın Ç. Köyü 461 parsel sayılı taşınmaza eklenerek Hazine adına tespit edildiğini öğrendiklerini, çekişmeli taşınmazın davacılara ait olduğunu bildirerek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında Ç.. K.. çekişmeli taşınmazın mera olduğu iddiası ile davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 20.5.1983 tarihinde kesinleşmiş 461 parsel sayılı taşınmazın içinde kaldığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği kabul edilerek karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dosya içindeki tutanak örnekleri, ifraz belgeleri ve sicil kayıtları ile Tapu ve Kadastro Müdürlüğü yazılarının incelenmesinden; Karlıova İlçesi Ç. Köyü 172 parsel sayılı 6.484.500 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 06.07.1983 tarihli kadastro tutanağı ile tespiti yapılıp tespitinin 20.05.1983 tarihinde kesinleştiği, 11.6.1987 tarihinde yapılan ifraz sonucunda 20.874 m2 yüzölçümündeki 460 parsel sayılı taşınmaz ile 6.463.626 m2 yüzölçümündeki 461 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu anlaşılmaktadır. Yine; Karlıova İlçesi Ç. Köyü H. tarafı mevkiinde 3.213.800 m2 yüzölçümündeki 461 parsel sayılı taşınmazın da 27.5.1983 tarihli tutanakla mera olarak sınırlandırılarak tespitinin yapıldığı, tespitinin henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Mahallinde yapılan keşfe katılan uzman fen bilirkişiler tarafından dosyaya sunulmuş raporda çekişmeli taşınmazın hangi 461 parsel sayılı taşınmazın kapsamında kaldığı açıklanmamıştır. Dosyaya konulan 14.11.2013 tarihli ek raporda, çekişmeli taşınmazın 27.5.1983 günü tutanağı düzenlenen ve henüz kadastro tespiti kesinleşmeyen 461 parsel sayılı taşınmazın kapsamında kaldığı bildirilmiştir. Ancak, ek raporun eki olan krokinin incelenmesinde çekişmeli bölümlerin 460 parsel sayılı ifraz parseline sınır olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda Ç. Köyünde aynı parsel numarasının iki kez verilmesi suretiyle parsel numaralarında mı mükerrerlik olduğu yoksa aynı taşınmaz bölümü için iki kez tutanak düzenlenmek suretiyle (mükerrer) ikinci kadastro durumu mu olduğu konusunda tereddüt oluşmaktadır. Mahkemece, bu tereddüt giderilmeden karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, her iki taşınmaza ait kadastro paftaları, kadastro tespitlerinin oluşumuna esas tüm belgelerin onaylı örnekleri ve orijinal ölçü cetvelleri dosya içine getirtildikten sonra mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşfe katılacak uzman fen bilirkişiden, hem 172 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşan 461 parsel sayılı taşınmazın krokisi, hem de 1983 yılında tutanağı düzenlenmiş olan 461 parsel sayılı taşınmazın krokilerinin mahalline uygulanmaları istenerek bu taşınmazların yerlerinin zeminde ve düzenlenecek krokide ayrı ayrı gösterilmesi istenmelidir. Yine, davacıların dava ettikleri bölümler de aynı kroki üzerinde çakıştırmalı şekilde gösterilmeli, bu şekilde yapılacak uygulama ile davaya konu bölümlerin hangi 461 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı kesin olarak saptanmalıdır. Çekişmeli bölümlerin 172 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşmuş 461 parsel sayılı taşınmazın kapsamı içinde kaldığının anlaşılması halinde, tutanağın kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, 1983 yılında tutanağı düzenlenip halen tutanağı kesinleşmeyen 3.213.800 m2 yüzölçümündeki 461 parsel sayılı taşınmazın kapsamında kaldığının anlaşılması halinde, kesinleşmeyen kadastro tespitine karşı açılan davalara bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu, 172 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşmuş 461 parsel sayılı taşınmazın kapsamında kalan bir bölüm yer için 1983 yılında yeniden tutanak düzenlendiğinin, yani her iki 461 parsel sayılı taşınmazın kapsamlarının çakıştığının anlaşılması halinde ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca ikinci kadastronun geçersiz olacağı gözetilerek bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar aydınlatılmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 990.00 TL. vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren temyiz eden davacı tarafa verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
18.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.