Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/13172 E. 2014/225 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13172
KARAR NO : 2014/225
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

MAHKEMESİ : GAZİPAŞA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/01/2013
NUMARASI : 2012/510-2013/29

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “davacıların miras bırakanının taraf olduğu Gazipaşa Kadastro Mahkemesinin 2000/26 Esas, 2000/58 Karar sayılı dosyasındaki dava sebebinin aynı olmadığı, eldeki dava açısından kesin hüküm teşkil etmeyeceği açıklanarak, taraf delilleri toplanarak iddia ve savunma çerçevesinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15/1 maddesi göz önünde bulundurularak sonucuna göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 1642 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı olan hissenin iptali ile bu hissenin davacı M.. Ş.. adına, 544 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı olan hissenin iptali ile bu hissenin davacı M.. Ş.. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar çekişmeli taşınmazların öncesinde murisleri olan Hüseyin ile tapu maliki Ali’nin ortak malı olduğunu, her ikisinin aralarında yapmış olduğu taksim sonucunda çekişmeli taşınmazların H… Ş…’e düştüğü, Hüseyin mirasçılarının da aralarında yaptığı taksim sonucunda 537 (1642) parselin davacı Makbule’ye, 544 parselinde davacı Mustafa’ya düştüğü bu nedenle her iki taşınmazda davalı adına olan tapu kaydının iptali ile 537 (1642) parselin davacı Makbule, 544 parselinde davacı Mustafa adına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece çekişmeli taşınmazların tarafların kök murisi olan Hacıali’nin terekesinin taksimi sonucunda davacıların murisi olan H.. Ş..’e düştüğü, uzun süreli kullanımın taksimin karinesi olarak kabul edileceği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuşsa da yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Yapılan keşif, dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamına göre çekişmeli taşınmazların davacıların murisi Hüseyin ile davalı Ali’ye ait olduğu tartışmasızdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Hüseyin ile Ali arasında taksim yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa çekişmeli taşınmazların kime düştüğü noktasında toplanmaktadır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında çekişmeli taşınmazların Hüseyin ve Ali’ye ait olduğunu, ancak ikisi arasında taksimin yapılıp yapılmadığını bilmediklerini, 535, 543, 547 ve 548 parsellerin davalı Ali’ye ait olduğunu belirtmişlerse de; dosya içerisinde bulunan tapu kayıtlarından bu parsellerden yalnızca 535 parselin davalı adına kayıtlı olduğu görülmektedir. Mahkemece bu çelişki üzerinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi uyarınca harici paylaşım belgelerle, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabilir. O halde, doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde yeniden keşif icra edilmeli, keşif sırasında yerel bilirkişiler ve tarafların bildirdikleri ya da bildirecekleri tüm tanıklar ayrı ayrı dinlenilip bu şahıslardan çekişmeli taşınmazların Hüseyin ve A.. Ş.. arasında taksim yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa taksim sonucu kime isabet ettiği, taraflara birlikte ya da ayrı ayrı isabet edip etmediği, çekişmeli taşınmazların kim tarafından ne suretle kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, paylaşımda eşitliğin zorunlu bulunmadığı hususları göz önünde tutulmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 28.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.