Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/13095 E. 2014/211 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13095
KARAR NO : 2014/211
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

MAHKEMESİ : KURTALAN KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2013/6-2013/6

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında H..K.. çalışma alanında bulunan dava konusu 17 ve 18 parsel sayılı 440.000 ve 772.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, mütegayyip eşhastan intikal nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiş; tespite itirazın Kadastro Komisyonunca reddi üzerine ise 22.3.2004 tarihinde kesinleştirilerek tapuya tescil edilmiştir. Davacı M..E.., Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu kaydı, vergi kaydı, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında K.. B.. ve N..T.. miras yoluyla gelen hakka dayanarak; K.. B.. ve arkadaşları ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adlarına tescil istemiyle davaya katılmışlardır. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, Kadastro Komisyonunca itirazın reddine dair verilen kararın itiraz eden M..B..’ün tüm mirasçılarına tebliğ edilmediği bu haliyle tutanak kesinleşmediğinden eldeki davada, Kadastro Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş olup; hüküm, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.11.2011 tarihli 2011/2462-6344 Esas ve Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda Kadastro Komisyonunca 21.09.1995 tarih, 1995/246-241 sayılı kararının ilgililerine tebliğ edilmesi için dosyanın Siirt Kadastro Müdürlüğüne geri çevrilmesine karar verilmiş; hüküm, katılan K.. B.. ve N..T..vekili ile Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, tutanaklara yapılan itiraz üzerine Komisyonca verilen kararın, itiraz eden M..B..ün tüm mirasçılarına tebliğ edilmemiş olması nedeniyle tebliğ eksikliğinin giderilerek tapulama tespitinin tamamlanması için tutanak ve eklerinin Kadastro Müdürlüğüne geri çevrilmesine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Kadastrodan önceki nedene dayalı olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan eldeki dava, 1959 yılında yapılan tapulama tespitine itiraz üzerine verilen komisyon kararının itiraz eden M..B.. tüm mirasçılarına tebliğ edilmemiş olması nedeniyle tespitin kesinleşmediğinden söz edilerek Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Gerçekten de, kadastro tespiti kesinleşmeyen taşınmazlar hakkında açılacak mülkiyete ilişkin davalar Kadastro Mahkemesinin görevine girmekte olup, eldeki davada bu husus Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Her ne kadar, komisyon kararının, itiraz edenin tüm mirasçılarına tebliğ edilmemiş olması bir eksiklik ise de; bu eksiklik, tespit tutanaklarının Kadastro Müdürlüğüne geri çevrilmesini ve davanın esasının bu şekilde kapatılmasını gerektirmez. Nitekim,Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.3.1996 tarih ve 1993/6-1996/2 sayılı kararında kadastro çalışmalarında usule ilişkin aykırılık bulunduğu takdirde mahkemece tutanakların Kadastro Müdürlüğüne iade edilmemesi gerektiği vurgulanmıştır. O halde 3402 sayılı Yasa’nın 27/son maddesi usul ve şekle ilişkin eksiklikler sebebiyle tutanakların Kadastro Müdürlüğüne iade edilemeyeceğine ilişkin düzenleme ile aynı Yasa’nın 5304 sayılı Yasa ile değişik geçici 5. maddesindeki “bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 766 ve 2613 sayılı Kanun hükümlerine göre kurulmuş komisyonlara intikal etmiş veya edecek itirazlar, bu komisyonlarda bu Kanun hükümlerine göre incelenip, askı ilânına alınarak sonuçlandırılır.” hükmü uyarınca dava konusu taşınmazlara ilişkin komisyon kararı ve eklerinin, askı ilanına alınmak suretiyle tebliği yoluna gidilmesi için Kadastro Müdürlüğüne yazı yazılarak sonucu beklenilmeli, askı ilanı süresi içerisinde aynı taşınmazlara yönelik başka dava açılması halinde eldeki dava ile birleştirilmesi gereği düşünülmeli, askı ilan süresi içerisinde başka dava açılmaması halinde ise eldeki davaya kaldığı yerden devam edilerek, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin deliller toplanarak uyuşmazlık esastan incelenip karara bağlanmalıdır. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden müdahillere iadesine, 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.