YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13050
KARAR NO : 2014/1199
KARAR TARİHİ : 13.02.2014
MAHKEMESİ : KARLIOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2012
NUMARASI : 2010/2-2012/153
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu I.. Köyü çalışma alanında bulunan 1.. ada 66 parsel sayılı 32.693,42 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar Muzaffer İşçi ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı A.. D.. ve arkadaşları, tapu kaydına dayanarak taşınmazın bir bölümü hakkında tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişme konusu 1.. ada 66 parsel sayılı taşınmazın 12.07.2012 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfiyle gösterilen 4.538,20 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile davacılar A.. D.. ve müşterekleri adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı M.. İ.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacılar dayanağı 04.12.1980 tarih ve 17 sıra numaralı tapu kaydının çekişmeli taşınmaz bölümünü kapsadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır Davacı taraf çekişme konusu taşınmaz bölümünün adlarına kayıtlı 105 ada 67 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olduğunu, 04.12.1980 tarih ve 17 sıra numaralı tapu kaydının 67 parselle birlikte dava konusu bölümü de kapsadığını iddia etmişlerdir. Davalı taraf ise 1.. ada 66 parsel sayılı taşınmazın 04.02.1971 tarih ve 14 numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, çekişme konusu taşınmaz bölümünün çayır olduğunu, davacı tarafın yerlerinin tarla niteliğinde olduğunu iddia etmişlerdir. Taraflar arasındaki ihtilaf çekişme konusu taşınmaz bölümünün tarafların tutunduğu dayanak tapu kayıtları kapsamında kalıp kalmadığı, kalıyor ise hangi tarafın tapu kaydı kapsamında kaldığı ve kim tarafından ne surette ne zamandan beri kullanıldığı noktasındadır. Ne var ki mahkemece, kayıt kapsamı yerel bilirkişilere tüm yönleriyle birlikte okunarak uygulanmamış, sadece davacıların tapu kaydının çekişme konusu taşınmaz bölümünü kapsadığı ve dava konusu yerin davacıların olduğu şeklindeki soyut beyan ile yetinilmiştir. Eksik incelemeyle karar verilemez. O halde mahkemece, sağlıklı sonuca ulaşabilmek için; öncelikle çekişme konusu taşınmazın kuzey tarafındaki taşınmaz hakkında kadastro çalışması yapılıp yapılmadığı tespit edilerek, kadastro çalışması yapılmış ise bu taşınmazlara ait onaylı kadastro tutanak suretleri ve dayanağı olan belgeler ile tarafların tutundukları tapu kayıtlarının tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Müdürlüğünden (eski tarihli tapu kayıtlarının tedavül kayıtları Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Daire Başkanlığı’ndan) getirtilerek dosya ikmal edilmeli; bundan sonra mahallinde yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve uzman bilirkişiler huzuruyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında davacıların tutunduğu kayıttaki “yol, dere ve Ali tarlası” davalı tarafın tutunduğu kayıttaki, “dere ve kendi tarlası” olarak belirtilen ve sabit sınır olarak nitelenebilecek yerler saptanıp fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli; çekişme konusu taşınmaz bölümünün niteliği belirlenerek, davacıların tutunduğu tapu kaydının niteliğinin tarla, davalı tarafın tutunduğu kaydın niteliğinin ise çayır olduğu ve kadastro tespitininde aynı niteliklerle yapıldığı hususları da göz önünde bulundurularak, çekişmeli taşınmaz bölümünü ne zamandan beri, kimin ne şekilde kullandığı, hiçbir tereddüte yer bırakmayacak şekilde, somut ve olaylara dayalı olarak yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak tespit edilmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Belirtilen yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 13.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.